Murat Uyurkulak'ın Bazukası'ndan sonra araya Resif Kitap'tan çıkan David Thorne'un 'İnternet Bir Oyun Bahçesidir' isimli kitabını sığdırdım. Onunla ilgili ayrı bir yazı yazacağım ama şu an okuduğum Emrah Serbes'in 'Erken Kaybedenler'inden birkaç paragraf paylaşmadan duramayacağım. Uyurkulak'tan sonra Serbes'e yumuşak bir geçiş oldu. Ve çok da iyi oldu. Kesinlikle okumalısınız, büyük tavsiye!
Emrah Serbes / Erken Kaybedenler / Sy. 101 / Alçakgönüllü Arzular'dan
"İngilizceyi sevmem, bir kere bir sürü lüzumsuz tense var. Düzensiz fiiller desen -Irregular Verbs- bir öyle bir böyle, yok ikinci hali yok üçüncü hali. İşin gücün yoksa otur onları ezberle, speak-spoke-spoken, hangi dilde bu kadar çirkin söz öbekleri vardır. Basit hikâye kitapları veriyorlar alın okuyun diye, onda da bir sayfa okuyana kadar yirmi sefer Redhouse'a bakıyorsun. En basit sözcüğün bile kırk tane anlamı var, cümlenin gidişinden bir şey çıkarmaya çalışıyorsun ama garantisi yok. Bir bilene sorayım desen, hangi birini soracaksın? Adamı da işinden gücünden edersin, hiç uğraşamam yani."
Emrah Serbes / Erken Kaybedenler / Sy. 79 / Cahide'den
"Cahide'ye yıllara meydan okumak için âşık olmuştum. O yirmi yaşındaydı, ben on bir. Benle beraber altı yedi arkadaş daha âşık olmuştu hemen kendisine. Sadece birbirimizle değil, tarihle de mücadele ediyorduk. Sinir oluyordum bizim elemanlara. Tamam, iki arkadaşın aynı kızı sevmesini anlarım, hüzünlü bir atmosfer olur o zaman ama kardeşim altı yedi kişi birden de olmaz ki ya! On-on bir yaşlarındaysan, aynı sokakta oturup aynı okula gidiyorsan özel hayat diye bir şey arama zaten. Birini sevmeye başladın mı hep beraber seviyorsun, nefret ettin mi hep beraber. Biri ağacın dibine işemeye başlasa herkes çıkarıyor malı meydana. Ne kadar iğrenç olursan o kadar itibar kazanıyorsun."
Emrah Serbes / Erken Kaybedenler / Sy. 106 / Alçakgönüllü Arzular'dan
"Babama kızdığı anlarda bir küfür yetmez, illa ki yanına alakalı alakasız çeşit yapacak, kuruyemişçi ya, karışık vereyim tutkusu. Annem araya girdi yine, "Belki doğru öğretememiştir," diyerek Gizem'e dair şüphelerini dile getirdi. Annelik içgüdüsü işte, başarısızlık nedenlerini öncelikle dış mihraklarda arar. Gizem'e hafif sitem de içeren bir telefon açtı. Gizem, "Parınızı iade edeyim o zaman," demiş. Suçu üstlenmiş. Bu da başka türlü bir bencillik belirtisi. Masumken bile suçu kendi üzerine almak. Bu tipleri iyi bilirim, Hiroşima'ya bomba atıldığında bile en çok vicdan azabını bunlar çekmiştir."
Emrah Serbes / Erken Kaybedenler / Sy. 106 / Alçakgönüllü Arzular'dan
"Babama kızdığı anlarda bir küfür yetmez, illa ki yanına alakalı alakasız çeşit yapacak, kuruyemişçi ya, karışık vereyim tutkusu. Annem araya girdi yine, "Belki doğru öğretememiştir," diyerek Gizem'e dair şüphelerini dile getirdi. Annelik içgüdüsü işte, başarısızlık nedenlerini öncelikle dış mihraklarda arar. Gizem'e hafif sitem de içeren bir telefon açtı. Gizem, "Parınızı iade edeyim o zaman," demiş. Suçu üstlenmiş. Bu da başka türlü bir bencillik belirtisi. Masumken bile suçu kendi üzerine almak. Bu tipleri iyi bilirim, Hiroşima'ya bomba atıldığında bile en çok vicdan azabını bunlar çekmiştir."
Sy.79 kendi cocuklugumu hatirlatti..
Hepimizin çocukluğuna küçük dokunuşlarda bulunmuş Serbes..
emrah serbes bıraksın polisiyeyi falan, gelsin bu tarzda yazsın. kitap bitmesin istedim, bitince de sinirlendim.