Nihan Bora

Minimaki ile nesilden nesile tasarımlar

Bebekler için organik pamuk ve yüzde yüz yünden tasarımlar hazırlayan Esra Gül Coşkun’la kurucusu olduğu Minimaki markasını ve 80’lere göz kırpan tasarımların hikayesini konuştuk.

Bundan neredeyse bir yıl önce, oğlum Deniz Bora’ya farklı şeyler keşfetmek için Instagram deryalarında yüzerken Minimaki ile karşılaştım. Hala duran bebeklik battaniyemin aynısını görünce gözlerim doldu ve hemen markaya mesaj attım. Minimaki’nin yaratıcısı Esra Gül Coşkun’un enfes tasarımları Malatya’da annesiyle yaptığını öğrenince hemşerilik de işin içine girdi ve uzun bir sohbete koyulduk. Sonunda da elbette bu güzel hikayeyi burada paylaşmak istedim.

Markanın kurucusu Coşkun, 1988 yılında Adana’da doğmuş. Hacettepe Üniversitesi’nde İngilizce Mütercim-Tercümanlık okumuş. Üniversiteden sonra serbest çevirmenlik yapmaya başlamış ve şu an hala kitap çevirilerine devam ediyor. Bir kızı ve oğlu olan Coşkun, annesiyle birlikte bebekler için nefis battaniyeler, elbiseler, battaniyeler üretiyor. Hem de bu ürünleri üretirken organik pamuk ve yüzde yüz yün ip kullanıyor. Bu ürünler bende nesilden nesile kullanılabilecek kıyafetleri hatırlatıyor, tıpkı eskiden olduğu gibi… Coşkun da yavaş moda akımını benimsediklerini söylüyor: “Birçok ailede kıyafetler büyüklerden küçüklere gidiyor, eskiyenler tamir ediliyor ya da başka bir şeye dönüştürülüyordu.” Gelin Minimaki’nin tatlı hikayesini Esra Gül Coşkun’dan dinleyelim.

Minimaki markasını ne zaman nasıl kurdunuz? Minimaki isminin anlamı nedir?

Minimaki 2017 kışında doğdu. Bu isim aslında o tarihten birkaç yıl önce de aklımdaydı çünkü böyle bir girişimi neredeyse 15-16 yaşlarımdan beri hayal ediyordum. Bu hayalin ilk somut adımları 2014 yılında kızımın doğmasıyla atıldı. Onun neredeyse bütün kıyafetlerini annemle birlikte hazırlamıştık. Sonra onun için yaptığımız battaniyeler, elbiseler, örgü hırkalar etrafımızdakiler tarafından beğenilince neden olmasın dedim. Böylece kızıma ve daha sonra oğluma hazırladığımız şeyleri başka insanlar için de hazırlamaya başladık.

Minimaki ismi, çok sevdiğim ve Adana’da daha çok murt ya da hambeles olarak bilinen mersin bitkisinin de içinde olduğu maki bitki topluluğundan ortaya çıktı. Mersin, defne ve menengiç gibi bitkileri çok sevdiğim ve bunlar hayatımın farklı dönemlerinde bir şekilde hayatımda oldukları için bu isim özellikle anlamlı benim için. 

“Küçük kumaşçılardan aldığımız nostaljik kumaşlarla çalışıyoruz”

Minimaki ürünlerinden bahseder misiniz? Özellikleri neler?

Minimaki, pazen bir bebek battaniyesiyle başladı hayatına. O yüzden kenarları oyalı pazen battaniyeler en sevdiğimiz ve en çok satılan ürünlerimizden. Onun dışında bebe yakalı, beli kuşaklı, karpuz kollu elbiseler; pijama takımları, pantolonlar, geniş bluzlar yapıyoruz. Bir de çok sevdiğimiz örgü ürünlerimiz var. Örgü ürünlerde de en çok hırkalar ve şapkalar tercih ediliyor. Ürünlerin hiçbiri sentetik malzeme içermiyor. Örgü ürünlerde GOTS sertifikalı organik pamuk ya da yüzde yüz yün ipler kullanıyoruz. Diğer ürünlerde de yine organik ya da Oeko-Tex sertifikalı kumaşlar kullanıyoruz. Bunların da büyük kısmını bir nedenden dolayı ıskartaya çıkarılmış olanlardan seçiyoruz, böylece var olanı değerlendirip çöpe gitmesi muhtemel kumaşları kullanıma sokuyoruz. Bu kumaşlar dışında küçük kumaşçılardaki nostaljik kumaşlarla çalışmayı da seviyoruz.

Doğal içerikli olmalarının yanı sıra bütün ürünler çocukların içinde rahatça hareket edebileceği kalıplara sahip. Mesela pantolonların beli hep lastikli ve birçok modelde hem ön hem arka aynı. Hem çocuk rahatça giyip çıkarabilsin hem de kumaşın dize gelen kısmı hemen eskimesin diye. Yine bütün ürünleri en az iki yıl ve neredeyse yılın tamamında giyilebilecek şekilde hazırlıyoruz. Yün olanlar dışında bütün ürünler farklı şekillerde neredeyse yıl boyunca giyilebiliyor. En önem verdiğimiz konulardan biri bu, birkaç kez giyilip bir kenara atılan değil sürekli kullanılan ve sevilen ürünler ortaya koymak.

#yavaşmoda mottosunu benimsiyorsunuz. Bu mottoyu benimsemenizin nedeni nedir?

Bunu anlatmak için öncelikle hızlı moda nedir, buna kısaca değineyim. Hızlı modada yüksek adetlerde, düşük fiyatlı ama kalite anlamında zayıf ürünler vardır. Burada “moda” her yıl, her sezon değiştiği için insanlar ihtiyaç duymadıkları halde bu ürünleri alma eğiliminde olur. Tabii ki bunun doğa, kaynaklar ve üretimdeki işçiler açısından sonuçları vahimdir. Yavaş moda ise doğayı, insanı koruyan felsefesiyle her şeyi yavaşlatır ve bu felsefe doğrultusunda yapılan üretim ve tüketimi destekler. Bu bir anlamda günümüzdeki “kullan-at” hastalığına bir karşı duruş diyebiliriz.

Aslında eskiden, yani seri üretimden önce insanlar zaten yavaş moda kültürüyle yaşıyordu. İnsanların dolaplar dolusu kıyafeti yoktu. Birçok ailede kıyafetler büyüklerden küçüklere gidiyor, eskiyenler tamir ediliyor ya da başka bir şeye dönüştürülüyordu. Yavaş modanın tüketiciler açısından özü daha az satın almak, satın aldığınızda da bütçenizin elverdiğinin en iyisini almak ve onu uzun süreler kullanmak.

Ürünlerinizi nerelerden satın alınabiliyor?

Şimdilik sadece Instagram ve Shopier üzerinden satış yapıyoruz ancak birkaç ay içinde bir website üzerinden ürünlerimizi satın alınabilecek.

“Üretim aşamasında atık çıkarmamaya özen gösteriyorum”

Bebek battaniyelerinizin desenleri 80’li yıllardaki desenleri anımsatıyor. Ürünlerinizi tasarlarken nelerden ilham alıyorsunuz?

Bazı desenler gerçekten de 80’lerden, belki daha eskilerden. Çünkü battaniye için kullandığımız kumaşların bir kısmını küçük kumaşçılardan satın alıyorum. Eski desenleri, çiçekli pazenleri çok seviyorum.  

En büyük ilham kaynağım annem ve kendi çocukluğum. Annem terzi olduğu için onun yanında küçüklükten yetiştim diyebilirim. Onun kestiği kumaşların kenarlarından çıkan parçaları keser, bebeklerime elbiseler dikerdim. Çok şanslıydım, onun sayesinde hep güzel elbiseler giyebildim. Şimdi bile en severek giydiğim kıyafetlerim hep onun ellerinden çıkanlardır. Şu sıralar gündemde olan sıfır atık, minimalizm gibi birçok felsefeyi annemin yaşam tarzı hâline getirdiğini görüyorum. Bir şeyler tasarlarken hep bunları düşünerek hayal ediyorum. Üretim aşamasında atık çıkarmamaya, sade ama kullanışlı ürünler hazırlamaya özen gösteriyorum. Çıkan kumaş parçaları da tabii ki atılmıyor, boyutlarına göre ayrılıp kimisi kırkyama örtü oluyor, kimisi de şeritler şeklinde kesilip yumak haline getirildikten sonra çaput yolluklara dönüşüyor.

Hayalleriniz neler? Minimaki’yi nerelerde görmek istersiniz?

Daha çok insanın ürünlerimizle tanışması tabii ki hayallerim arasında. Şimdilik sadece bebek ve çocuklar için kıyafetler üretiyoruz ama büyükler için de ürünler hazırlamak istiyoruz. Uzun vadeli hedeflerimiz arasında Minimaki’yi yurt dışında görmek var.

Exit mobile version