Nihan Bora

Gitmeyin! // Ceneviz Meze-Balık


Geçtiğimiz hafta işten ayrılan bir arkadaşımızın vedası için Caddebostan’da bulunan Ceneviz Meze-Balık’taydık. Anlamsızca fazla alınan hesabın yanı sıra bir de kaba bir hizmete maruz kaldık. 


Anadolu yakasını severim, Caddebostan’a ise bayılırım. İleride bir gün Anadolu yakasında oturacağımı düşünürüm hatta. Karşıya geçerken içimden bunları geçiriyordum. İş yerinden arkadaşlarla haftada bir İstanbul’un çeşitli köşelerini keşfe çıkıyoruz, tercihlerimizde de şimdiye kadar yanılmadık. Tabii İstanbul gibi bir yerde, şimdiye kadar kötü bir deneyim yaşamayışımız yaşamayacağımız anlamına da gelmiyordu. Servise binip tam Caddebostan Migros’un önünde indik ve Starbucks’ın sokağından içeri girdik. Birkaç mekan sonra sağda beyaz-mavi renkleriyle Ege havası esen Ceneviz Meze-Balık’a girdik.

Fakat sonra garson siparişleri almaya geldiğinde, “Ya hepiniz fix menü alacaksınız ya da hepiniz normal sipariş verebilirsiniz” demez mi! Gecenin hareketli geçeceği sinyalini veren cümle buydu! Neyse bir şekilde daha önce oraya giden arkadaşlarımızın anlatmasıyla herkes istediği siparişi verdi. 

İkinci tuhaflık, bir arkadaşımızın çinekop olup olmadığını sorduktan ve sonrasında olmadığını öğrendikten sonra, başka bir arkadaşımızın garsona “çupra var mı?” demesine karşılık, çinekopa hayır cevabını alan arkadaşımın çupra sorusuna “hayır yokmuş” demesiyle cereyan etti.    Garsondan şöyle bir cümle duyduk, “Lütfen menüyü doğru okuyun. Bazı şeylerin mevsimi vardır!” 

Doğru okuyun mu? Neredeyse azar yiyecektik. Neyse ki, “siz üslubunuza biraz dikkat ederseniz daha iyi olur” cevabını alınca şöyle bir titremiş olacak ki, kendine geldi garson.

Neyse yemekler, iyiydi hoştu. Bir arkadaşımla erken kalkacaktık ve hesabı istedik. Pos makinesiyle gelen ve gecenin başında bize tuhaf davranan garson, arkadaşıma ne yediğini sordu. 10 TL idi ve garson, “20 TL sizden alıyoruz” dedi. Bir an duraksadık. Benim hesabım ise 7 TL idi, “sizden de 15 TL” alıyoruz demez mi! Parasında değiliz elbette ama iki katı tutan şey neydi merak ettim ve sordum, “Üzerine koyduğunuz nedir?”, “Kuver ve yüzde 50 şey” dedi. 

Biz de, “Hımm tamam o zaman” deyip uzatmadık. Ama sonra düşündük ki, kuver dışında alabileceği bir detay yoktu.

Şimdiye kadar o kadar restorana gittim, kuver adı altında bu kadar kazıklayan ve müşterisine bu kadar kaba davranan bir restoran daha görmedim!

Yaşadıklarımı Twitter’da paylaştıktan sonra gördüm ki, Ceneviz’de benim gibi buna benzer durumları yaşayan çok varmış.

Ne diyeyim, böyle bir yazıyı da ilk kez yazıyorum ki, aklınızda olsun Caddebostan’da Ceneviz Meze-Balık denen yere adımınızı atmayın!


ÖNEMLİ NOT: Yavuz Semerci de dünkü köşesinde bu konuya değinmiş. Yazıyı buradan okuyabilirsiniz. 
Exit mobile version