Aziz Kedi ismi uzun zamandır birçoğumuza yabancı değil. Yaratıcı metinlerin ardında çoğu zaman onun ismi saklıydı. Şimdi hayalini gerçekleştirdi, Beyoğlu’nda kendinizi arkadaşlarınızla ortaklaşa kullandığınız bir kütüphanede gibi hissedeceğiniz bir kitabevi açtı.
Aziz Kedi Kitabevi, Tomtom Sokak’ta ya da daha kolay tarifiyle Ara Kafe’ye doğru gidip sola döndüğünüzde size kırmızı tabelasıyla “buradayım” diyen, kitapseverin yeni durağı. İçeriye girer girmez yıllardır oradaymış gibi hissettiren havası, ilk andan sizi tavlıyor. Duvarda bir monitör, ortadaki masada edebiyat dergileri, kapının hemen üstündeki Türk edebiyatının usta yazarlarının siyah beyaz fotoğrafları, arka tarafta Aziz Kedi’nin masasındaki daktilo, arkada kahve makinesi ve elbette kitaplar… Devamını Aziz Kedi anlatıyor.
Kitabevi açma fikri hep var mıydı? Ne de olsa bu zamanda biraz da cesaret işi aslında. Nedir hikayesi Aziz Kedi Kitabevi’nin?
Fikir değil ama bir hayal olarak hep vardı. İstanbul gibi bir kentte hep de hayal olarak kalacağını zannederken, sevgili dostumuz Özgür Çakıt sayesinde dükkanı bulduk ve bir saat içinde mülk sahibimizle el sıkıştık. Ondan sonrası ise tamamen cahil cesareti, manyaklık, hadsizlik…
Diğer kitabevlerinden nasıl bir farkı olacak?
Bildiğimiz anlamda faaliyet gösteren tüm kitabevlerinin birinci hedefi ticari başarı. Bizde durum öyle değil. Temel fark bu diyebiliriz.
Burası aynı anda çok sayıda amaca hizmet etmek için yapıldı. Benim gibi yazan-çizen arkadaşlarıma bir yer olsun diye, dostlar sohbet etsin diye, müşteriler bizimle birlikte vakit geçirsin diye… Dolayısıyla buranın plastik ve endüstriyel bir yer olması zaten mümkün değildi. “Evin kütüphane dolu salonu”na benzettiyseniz çok mutlu olurum.
Televizyon var kitabevinde, neden?
O televizyon değil, monitör 🙂 Çizer ve illüstratörlerin işlerini sergileyebilmek için kullanıyoruz. Kullanacağız. Yazılımı biter bitmez!
İçerik olarak nasıl kitaplar bulacağız? Özellikle var olmasına dikkat ettiğiniz kitaplar hangileri?
Bu kitabevinin parantez içindeki mottosu “sevdiğimiz kitaplar”. Sevmediğimiz yazarları satmıyoruz, “çok satanlar” bizi ilgilendirmiyor. Girişte “çok satması gerekenler” diye bir rafımız var. Ama yanlış anlaşılmasın, bu organize bir eleştiri hareketi değil. Aynen tespit buyurduğunuz gibi bir evin okuma salonu gibi düşünmek mümkün. Yalnızca sevdiğiniz kitapları koymaz mısınız? Elimizi rastgele bir rafa attığımızda mutlaka kefil olabileceğimiz bir kitap gelmesini istiyoruz.
Dikkat ettiyseniz onların arasında henüz Türk kadın yazarlar ve dünya yazarları yok. Ama olacaklar. Ufak bir dekorasyon sorunumuz var, onu hallettikten sonra daha çok yazarı duvarlarımıza koyacağız. Çünkü onlar bizim mahallenin en delikanlı ağabeyleri, ablaları. Hep bizimle olsunlar isteriz.
Kitabevinin son üç rafı ikinci el kitaplara ayrılmış. Buraya herkes kitap bırakabilecek mi ya da buradaki kitaplar neye göre seçiliyor?
Kelepir kitap ve hele sahafiye ayrı birer uzmanlık dalı ve ticaret kolu. Biz o tarafa pek sıcak bakmıyoruz. Kitabevinin ufak bir kısmında kelepir bulundurmaya devam edeceğiz ama eski nadir, kıymetli vs kitap alım-satımı yapmayı, şimdilik, düşünmüyoruz.
Son olarak zincir kitap marketlerinin her yanı sardığı bu dünyada nasıl ayakta kalmayı düşünüyorsunuz? Kitabevi olarak farklı projeler var mı?
Ayakta kalmak gibi bir derdimiz yok. Çünkü burası kolektif bir hareketin merkezi. Elbirliğiyle yürüttüğümüz büyük bir projenin merkezi gibi de düşünülebilir. Ancak bu projenin parayla, kârla bir ilgisi yok. Kış mevsimi aradan çıkmadan içinde bulunduğumuz Tomtom Sokak’ta bir ücretsiz üniversite kuracağız. “Sokak Mektebi” kod adlı bu okulun ardından da başka çok sayıda şey yapacağız. İşin özünde büyük ve güçlü bir komünite yaratma amacı var. Bütün bunlar olsun ve bu dükkanın parasal dertleri olmasın diye de finansmanımızı içeriye bağlamadan hallediyoruz. Netice itibariyle biz daha uzun süre buradayız, bekleriz.
Aziz Kedi Kitabevi
Tosbağa Sokak 11a Galatasaray
0212 243 06 16
Bu söyleşi Touch İstanbul Aralık sayısında yayımlanmıştır.