Nihan Bora

MEAV Yayıncılık: Kitaplarımızda hiçbir ayrımcılığa yer vermiyoruz

Uzun bir aranın ardından çocuk ve gençlik edebiyatı yayımlayan yayınevleri söyleşi dizimize MEAV Yayıncılık ile devam ediyoruz. Sadece bu alanda yayımcılık yapan değil ihtiyaç sahibi çocuklara kitap ulaştırmayı da kendine hedef edinmiş bir oluşumdan bahsediyoruz esasında. MEAV, Mustafa Enver Adakan Vakfı’na bağlı bir yayınevi ve onları özellikle ‘Uyu Kuzum’, ‘Sihirli İplik’, ‘Cleo’ ve daha birçok tatlı kitaplarından bildiğinizi tahmin ediyorum.

Yayınevinin editörlüğünü üstlenen aynı zamanda çocuk kitabı yazarı olan Gökçe Gökçeer, iyi örnekleri bir yana koyarak çocuk kitapları üretimindeki artışın niteliğine olan etkisine farklı bir açıdan dikkat çekiyor: “Çocuk sahibi olan annelerin de çocuk kitabı yazmayı bir ‘heves’le bütünleştirip bu işe soyunmaları… Keza çocuk gelişimi uzmanlarının… Ne yazık ki, iyi bir çocuk kitabı yazarı olmak için anne olmak gerekmediği gibi, çocuk gelişimci olmak da gerekmiyor.”

Gökçeer, yayınevinin en önemli kriterinin ise hiçbir ayrımcılığa yer vermemek olduğunu söylüyor. “Bu prensibimiz, insan haklarını kapsadığı kadar hatta eşit ölçüde hayvan haklarını da kapsıyor diyebilirim.” MEAV Yayıncılık’ı yakından tanıma vakti.

MEAV Yayıncılık Editörü Gökçe Gökçeer ve MEAV Yayıncılık Genel Yayın Yönetmeni Sara Arakan

MEAV Yayıncılık’ın yola çıkış hikayesini dinleyebilir miyiz?

MEAV Yayıncılık, ilkokuldan üniversiteye pek çok yaştan öğrenciye burs olanağı sağlayan MEAV’a (Mustafa Enver Adakan Vakfı) bağlı olarak yayın hayatına başladı. Çocuklar için eğitim imkanı sağlamanın ötesinde, çocuk kitapları da yayımlayarak geleceğin bilinçli yetişkinlerine daha fazla katkıda bulunmayı hedefleyen küçük bir ekip olarak yola koyulduk. Aslında ilk yola çıkışımız, ihtiyaç sahibi çocuklara kitap ulaştırmayı amaçlayan Bir Kitap Yolla projesiydi. Bu projeyle, iki kitap satın alan herkes, kitabı okumayı seven ancak nitelikli kitaba ulaşma şansı bulamayan çocuklara bir kitap armağan etmiş oluyordu.

“2017’de ilk kitabımızı yayımladık”

Okuma alışkanlığının edinilmesini, var olan alışkanlığın pekiştirilmesini ve ihtiyaç sahibi çocuklara daha fazla kitap ulaştırılmasını amaçlayan proje, en temel haklardan biri olan ‘okuma hakkı’nın kazanılmasına katkıda bulunmak üzere oluşturuldu. Kataloğumuzda yer alan birçok kitap, bu amaçla basıldı. Seçtiğimiz bazı kitapları bu proje kapsamında ve Bir Kitap Yolla logosuyla yayımlamaya da devam ediyoruz. Ancak projenin kapsamı dışında da çocuk kitapları yayımlıyoruz. 2017’de ilk kitaplarını yayımlayan MEAV Yayıncılık olarak, bugün 51. kitabımızı yayımlamış olmaktan mutluluk duyuyoruz. Yayın yönetmenimiz Sara Adakan’la çok güzel tesadüflerin bizi buluşturması sonucu tanıştık ve o günden beri de birlikte nitelikli çocuk edebiyatı örneklerini seçerek çocuklara ulaştırmayı hedefliyoruz.

“Seçtiğimiz kitapların edebi değerinin yüksek olmasına önem veriyoruz”

Yayıncılığınızda ön plana aldığınız kriterler neler? Basacağınız kitapları neye göre belirliyorsunuz?

Hiçbir ayrımcılığa yer vermemek en önemli kriterimiz. Bu prensibimiz, insan haklarını kapsadığı kadar hatta eşit ölçüde hayvan haklarını da kapsıyor diyebilirim. Hayvanların yaşam haklarına uygun olmadığını düşündüğümüz ve belki başka gözlerin fark etmeyeceği, detay gibi görünen pek çok inceliğe dikkat ediyoruz. Hatta öyle ki, çok sevdiğimiz ve yayımlamaya karar verdiğimiz farklı dilde yazılmış herhangi bir kitabın küçücük bir bölümünde bizi rahatsız eden ancak değiştirmemizin mümkün olmadığı bölümler için kitaba yayıncı notu düşüyor ve elbette yazarından/yayıncısından bu değişiklik için onay alıyoruz. MEAV Yayıncılık, seçtiği kitapların edebi değerinin yüksek olmasına önem veriyor. Klasikleşmeye aday, alanında öncü, ödüllü kitapları yayımladığımız gibi; yeni yazarlara, ilk kitaplara ve genç çizer ve çevirmenlere de alan açmak hedefiyle ilerliyoruz.

Çocuk ve gençlik edebiyatının son 10 yılda epey geliştiğini söyleyebiliriz. Sizce bunun sebebi nedir?

Ebeveynlerin çocuk kitaplarına yaklaşımı son yıllarda çok değişti. Öğretmenler ve okullar, yazarlar ve yayınevleriyle bağlarını güçlendirdi. Bunun doğal bir sonucu olarak, her yaştan çocuk kitabı sayısında büyük bir artış oldu. Nitelik artışının nicelikle uyumlu ilerlediğini söylemek zor. Yine de bu büyümeyi bir gelişme olarak görmek ve ilerisi için umut vadeden bir durum olarak değerlendirmek gerek.

“Çocuk kitabı yazmanın çok kolay olduğuna inanan bir kesim var”

Çocuk edebiyatına olan ilginin artmasıyla eserlerin niteliğinde sizce ne gibi değişimler oldu?

Ne yazık ki çocuk kitabı yazmanın çok kolay olduğuna inanan bir kesimin doğmasına sebep oldu. Sanıyorum en büyük olumsuz gelişme bu. Çocukları ve çocuk zekasını hafife alan, edebi anlamda güçlü bir okur-yazar geçmişi olmayan pek çok kişi kağıda kaleme ya da bilgisayara sarılıp bir şeyler yazmaya başladı. Bu çalışmalar ise çoğunlukla maalesef edebi değer taşımayan, düşünülmeden ve özensizce üretilmiş işler olarak karşımıza geldi, gelmeye de devam ediyor. Aslında ne yazacağınızdan çok nasıl yazacağınız, çocuk edebiyatının yol alabilmesi açısından çok önemli.

Sıklıkla karşılaştığımız bir diğer durum, çocuk sahibi olan annelerin de çocuk kitabı yazmayı bir ‘heves’le bütünleştirip bu işe soyunmaları. Keza çocuk gelişimi uzmanlarının… Ne yazık ki, iyi bir çocuk kitabı yazarı olmak için anne olmak gerekmediği gibi, çocuk gelişimci olmak da gerekmiyor. Hatta pedagojik yaklaşım, çok özel başlıklar haricinde bazen edebiyat için bir handikapa bile dönüşebiliyor. Ancak elbette genelleme yaparak iyi örnekleri de yok saymak doğru olmaz. Bunu da sıklıkla karşımıza çıkan bir sıkıntı olarak dile getirmek istedim. Çocuk kitaplarının çocuklar kadar yetişkinler tarafından da çok sevildiği ve takip edildiği bir dünyada yaşıyoruz artık. Bu da, kötü örnekler kadar iyi ve yaratıcı nice çalışmaya ulaşmamızı da hızlandırdı. 

“Kaka, pırt gibi kelimeleri duymak ya da okumak çocukları güldürüyor”

Çocukların bir kitabı sevmesi için o kitabın ne gibi özelliklere sahip olması gerekiyor?

Bu soruya genel bir yanıt vermek çok zor. Çünkü çocukların ilgileri, beğenileri, okudukları kitaplara yaklaşımları ve kişisel, içsel yaşantıları çok farklı. Bir çocuğun sevdiğini diğeri sevmeyebiliyor. Ancak okul öncesi kitaplarda özellikle az metinli ve eğlenceli kitaplar çocuklar için kolay okuma deneyimi sağlıyor. Çocuklar hayvanların karakterize edildiği kitaplarla çok kolay bağ kuruyor. Kendi yaşamlarıyla ortak noktalar yakaladıkları kitaplarla da… Bunun dışında ‘kaka’, ‘pırt’ gibi bazı kelimeleri duymak ya da okumak onları çok güldürüyor. Bu neredeyse hepsinde aynı etkiyi yaratıyor. Çünkü bu kelimeler aslında günlük hayatta ayıp olduğunu düşündükleri bazı durumları ya da kavramları normalize ettiği için bir nevi rahatlama da sağlıyor diye düşünüyorum. Bu yüzden kakalı kitapların sayısında da ciddi bir artış var.

“Ailede kitap okuma alışkanlığı varsa, çocuk da onu hayatının bir parçası haline getiriyor”

Çocuklara erken yaşta okuma alışkanlığı kazandırmak için neler yapmalı?

Ailede okuma alışkanlığı yoksa, bunun kazanılması biraz zor olabiliyor. Çünkü çocuk gördüğü şeyi yapar ve ‘kitap oku’ demekten ziyade kitap okuyan bir ebeveyn figürü olarak çocuğun yanında durmak asıl yapılması gereken. Ailede kitap okuma alışkanlığı varsa, kitap neredeyse sıradan ve evdeki her yaşam alanında çocuğun karşısına çıkan bir nesneyse, çocuk da onu bu şekilde benimsiyor ve hayatının bir parçası haline getiriyor. Aile kadar öğretmenlerin de payının büyük olduğunu düşünüyorum. Doğru kitap seçiminin ve çocuğu doğru yönlendirmenin de…

Ebeveynler çocuklarına kitap seçerken nelere dikkat etmeli?

Çocuklarının ilgi alanlarını, daha önce okuduğu kitaplarda sevdiği ya da sevmediği şeyleri dikkatle takip etmeliler. Yaş grubuna çok önem veriliyor, bu bir yere kadar gerekli. Ancak bazen yaş grubu sınırlaması yanlış yönlendirmelere sebep olabiliyor. Örneğin yayınevi kitabı 3-7 yaş kategorisine sokmuş olabilir. Ancak 8 ya da 9 yaşındaki bir çocuk da ihtiyaçları, gelişim düzeyi, ilgi alanı doğrultusunda o kitaptan faydalanabilir. Bunu da en iyi ancak o çocuğun birlikte yaşadığı yetişkinler bilebilir ve süreci doğru belirleyebilir.

“Çocuk kitaplarında nitelikli resimleme çok kıymetli”

Kitapların görsel dünyası hem okul öncesi hem de ileriki yaşlar için her zaman çok önemli. Siz kitaplardaki çizimlerde eğer uyarlama değilse neye dikkat ediyorsunuz?

Çeviri ya da Türkçe yazılmış olsun fark etmez, tüm çocuk kitaplarının resimlenmesinde en önemli kriter, yaşa ve metne uygunluk olmalı. Okul öncesi kitapların çizimleri ile 7 yaş ve üzeri kitapların çizimleri, kitaplardaki dağılım oranları elbette farklılıklar gösteriyor. Bunun dışında hangi yaş grubuna uygun olursa olsun, çocuğun görsel algısını geliştirdiği ve ileriki yaşlarda yaşamın her alanında hayat kalitesini belirleyecek estetik unsurları kazandırdığı için, çocuk kitaplarında nitelikli resimleme çok kıymetli. Bu konuda da oldukça seçici olduğumuzun altını çizmek gerek.

Ana görsel: Unsplash / Josh Applegate

Exit mobile version