Nihan Bora

Durma, ‘Beni Bağrına Bas’


Bu yazı Touch İstanbul Ağustos sayısında yayınlanmıştır.

Bir sesleniş: “Beni Bağrına Bas!” Ne içten ve ilgiye muhtaç bir cümle… Aslında cümle de değil, bir arzu…

İstiklal Caddesi’nde yürürken, Tünel’e varmadan Arter’e uğramayı aklınızın bir köşesine kazıyın. Son yılların en iddialı sergisi ‘Beni Bağrına Bas’, İtalyan asıllı Avustralyalı sanatçı Patricia Piccinini’nin 1997’den bu güne ürettiği işlerini bir araya getiriyor. Doğayla teknolojiyi hiç bu kadar uyumlu bir arada görmemiştini

Sergide çok farklı disiplinlerden işleri görmeniz mümkün. Heykel, yerleştirme, desen ve videolardan oluşan bu eserler galeriye girer girmez sizi etkisi altına alıyor. Küratörlüğünü Başak Doğa Temür’ün üstlendiği sergide 200’den fazla iş bulunuyor.
Giriş katta, ilk dikkatinizi çeken onlarca sandalyenin tepesinde duran minik bir çocuk oluyor. “Gözlemci” isimli bu minik, o kadar gerçekçi ki usulca onu tepeden indirmek için ellerinizi kaldıracak oluyorsunuz, orada duruyorsunuz. Bakışları, duruşu, bacak kıvrımları ve sandalyeyi tutuş biçimi sizi korkutuyor bir yandan da. Oyun oynamak istediğini düşünüyorsunuz ama hayır, öyle bir şey değil bu. Bu katın renkli işleri de sizi gözlüyor aslında. “Aşıklar” ve “Etle Tırnak” tam da kelimelerinden çıkaracağınız anlamı ifade ediyorlar. Sanatçı Piccinini, yeni doğmuş bir motosikletin nasıl görüneceğini merak ettiği için bu eserleri ortaya çıkarmış.


Bir üst kata ve son kata çıktığınızda, giriş kattaki aydınlık bir parça kısılıyor, son katta tamamen loşa dönüyor. Sergide çocuk, kadın ve erkek figürlerinin yanında bulunan yaratıklar başta ürkütücü gelebilir fakat aslında hepsi çok sevimli, candan ve alaka bekliyor. Hatta sanatçı Piccinini onları şöyle anlatıyor, “Bu genetiği değiştirilmiş, laboratuvar ürünü mutant görüntüsüne, dost canlısı bakışlar, tatlı gülümsemeler ve şirin duruşlar eşlik ediyor.” Kesinlikle bu başta çekinerek baktığınız yaratıklar bir an sonra yerini onlara sarılma hissine bırakıyor.
Sanatçının Arter’de sergilenmek üzere ürettiği ‘Davetli Misafir (The Welcome Guest, 2011) bir çocuk ve yaratığın arasında nasıl sevimli bir iletişim olabileceğinin göstergesi. Çocuğun gözlerinin içi parlarken, yaratık ondan sadece ilgi bekliyor.

Sergi, aile olmanın zor ama her durumda sıkı sarılarak kabul etmek olduğunu anlatıyor esasında. Piccinini, olağanüstü ve şaşkınlıkla seyreyleyeceğiniz bu sergiyle bizi aile olmanın gücü üzerine düşünmeye çağırıyor. Şayet kendinizle ve yaratılarınızla barışmak istiyorsanız, sergi görülmeye değer.
21 Ağustos’a kadar Beyoğlu’nda Arter’de görebilirsiniz.
Arter
Tel: (0212) 243 37 67
Exit mobile version