Nihan Bora

Rönesansın ustalarına dijitalle dokunmak! / Touch İstanbul Temmuz


İstanbul, dünyaca ünlü üç ustanın tarihi değiştiren işlerine ev sahipliği yapıyor. Rönesans döneminin üç büyük ustası Leonardo Da Vinci, Michelangelo ve Raphael’in eserlerinin sergilendiği The Great Masters’ı, Tophane-i Amire’de 31 Temmuz’a kadar görebilirsiniz. İnteraktif özelliği sayesinde görmekle kalmayıp sergiye dahil olmaya ne dersiniz?

Tophane-i Amire’nin görkemli binasından içeri girdiğinizde, yüksek tavan ve ışıklar arasından size göz kırpan Davud heykelini görüyorsunuz önce. Görevlilerden aldığınız kulaklığı takıp gezmeye başlıyorsunuz ve evet, Rönesans dönemine hoş geldiniz! Üç büyük ustanın işlerini -röprodüksiyon olarak da olsa- bu kadar yakından görmek sizi saniyesinde o döneme götürmekte başarılı oluyor. Bu cümlenin ne kadar doğru olduğunu, girişte küçük bir salonda gösterilen üç dakikalık filmdeki cümleden de anlıyoruz: ““Bir nesneden yansıyan ışık gözünüze geliyorsa zamanda yolculuk ediyorsunuz demektir.”


Da Vinci, Michelangelo ve Raphael üzerinden yola çıkarak 16. yüzyıl İtalya’sını ve Rönesans’ını anlatan The Great Masters sergisi, sıradan bir sergi değil. Sanatsever, birçok esere dahil olabiliyor ve hatta eserleri deneyimleyebiliyor. Sergi, Türkiye’nin ilk interaktif sergisi diye sunuluyor zaten. Örneğin, kimi eserlerin yanında bulunan iPad’ler sayesinde Da Vinci’nin çizim defterinin orijinaline bakıp bir yandan o sayfalara yakınlaşıp inceleyebiliyorsunuz. Birçok eserin yanında bulunan ekranlar sayesinde sergi, oldukça etkileyici bir hâl alıyor. Girişte aldığınız audio guide / kulaklıklı tur sayesinde lazer ışığını, eserlerin yanında bulunan küçük siyah noktalara tuttuğunuzda eserle ilgili tüm detaylar size tane tane anlatılıyor. Sergi sayesinde Rönesans döneminin en önemli keşifleri olan perspektif, anatomi ve ayna farklı deneyimlerle seyirciyle buluşuyor.

Birbirine Rönesans döneminde rakip olarak bilinen bu üç isim aynı zamanda birbirine ilham da vermiş. Da Vinci, bilimadamı ve mucit; Michelangelo, heykeltraş ve çok beğenilen bir ressam; Raphael ise ressam ve mimar. Da Vinci’nin çizimlere ve bu çizimler esnasında aldığı notlara doğru kendinizi yaklaştırdığınızda hissettikleriniz çok farklı oluyor. Dönemin şartlarına rağmen, oldukça zekice tasarladığı Tırpanlı Arabalar maketi etkileyici.

Serginin en ilgi çekici işlerinden biri, Da Vinci’nin 1500’lü yıllarda Haliç Köprüsü için tasarladığı plan. Da Vinci’nin birçok projesinde olduğu gibi, bunda da fikir yüzlerce yıl ilerideydi. Fakat tüm işlerin ortasında ışıltıyla duran röprodüksiyon Davud heykeli, serginin starı olarak sayılabilir. Eserin elbette aslı değil karşınızda duran ama çok iyi bir kopyası olduğunu söylemek mümkün.

Da Vinci’nin Son Yemek freski de, elbette serginin en dikkat çeken eseri. Orijinal değil ama orijinaline sadık kalınarak yapıldığı ve birebir boyutta olduğu için başarılı bir kopya olduğu aşikar. Hiç şimdiye kadar merak ettiniz mi bilemiyoruz ama yemekte kim var, kim yok ve neden oradalar yandaki ekranlar sayesinde öğrenebiliyorsunuz. Yemekte yer alan kişilerin üzerine tıkladığınızda size onlarla ilgili detaylı bilgi veriliyor. Sergiye yerleştirilen göz izleme cihazı yardımı ile “Resimlerde görmemiz gerekeni görüyor muyuz?”, “Genel izleyici ile aynı yere mi bakıyoruz?” ya da “Leonardo tabloyu yaparken neyi görmemizi istedi?” gibi sorular cevaplanıyor.

Raphael’in ise Atina Okulu freski de, ışık gösterisiyle sunuluyor. İçinde kaybolduğunuz, incelemekten gözlerinizin yorulacağı eseri ise, Michelangelo’nun Sistina Şapeli’si. 1/9 oranında tavana ve duvara yerleştirilmiş Sistine Şapeli’nin tavanı dönemin inanılmaz zor koşullarında yaratılmış. Dokunmatik ekranlar sayesinde detaylı inceleme fırsatı bulunan bu bölümde, dinin bu dönemdeki önemini ve Michelangelo’nun 3 yıllık serüveni görülebiliyor. Da Vinci’nin Vitruvius Adamı’nın da yer aldığı sergide, siz de eğer isterseniz ölçüm grafiği sayesinde kendi ölçülerinizi Vitruvius Adamı ile karşılaştırabilirsiniz.

Tarihe, dijital araçlarla bir yolculuk yapmak ve belki de bugünü daha iyi anlamak için The Great Masters sergisini mutlaka görmelisiniz.

31 Temmuz’a kadar
Tophane-i Amire
Tophane
Üç ustanın Osmanlı’daki çağdaşları
Sergiyi Türkiye’ye getiren tasarım şirketi Arter Tasarım, sergiye yerel bir şeyler katmak adına bir bölüm daha eklemiş. Michelangelo, Leonardo ve Raphael’in çağdaşları olan Osmanlı sanatçıları ve mimarlarından örneklerine yer verilen bu bölümde, batıya karşılık doğuda yaşananların sergilenmesi dikkat çekici.
Leonardo’nun İstanbul’a özel projeleri vardı

Leonardo Da Vinci müzesinin kurucusu İtalyan küratör Alessandro Vezzosi ise Da Vinci’nin İstanbul’a özel projeler önerdiğini belirterek “Leonardo, 3 Temmuz 1503’te Sultan II. Bayezid’e gönderdiği mektupta İstanbul için Haliç üzerinde tek kemerli bir köprü ile İstanbul – Pera arasında bir köprü tasarlamış, ayrıca rüzgâr değirmenleri ve yenilikçi hidrolik cihazlar imal etmeyi teklif etmiş. Sergide bu mektup ve mektupta söz edilen Galata Köprüsü’nün modeli de görülebilecek” dedi.

The Great Masters’ın küratörleri
Alessandro Vezzosi: Da Vinci’yle ilgili dünyanın en ünlü uzmanlarından birisi olan İtalyan küratör Alessandro Vezzosi, dahi sanatçının doğduğu Vinci kasabasındaki Museo Ideale 
Leonardo Da Vinci müzesinin kurucusu ve Vinci ile ilgili serilerin bir numaralı isimdir. Leonardo Da Vinci odağında, 20 ülkede basılan birçok kitap yazan Vezzosi, Floransa’daki Academy of Design’ın ve İtalyan Çevre ve Kültür Bakanlığı’nın onursal üyesi ve birçok uzman komite ve bilimsel kurulda yer alan popüler bir öğretim üyesidir.

Francesco Buranelli: Sanat dünyasında son derece saygın bir yeri olan ünlü İtalyan küratör Francesco Buranelli, Michelangelo ve İtalyan Rönesans sanatının önde gelen uzmanlardan biridir. Dünya çapındaki birçok önemli sergi ve sanat gösterisinde yer alan Buranelli yılda 4 milyon kişi tarafından ziyaret edilen Vatikan Müzeleri’nin 10 yıl boyunca başkanlığını yapmıştır.

Touch İstanbul Temmuz sayısında yayınlanmıştır.
Exit mobile version