Kadının toplumdaki yerinin daha da güçlenmesi için çalışan ve onların emeğiyle büyümeyi planlayan yepyeni bir kadın girişimiyle karşı karşıyayız: Mana. Onlar, kadınları eğitim ve istihdamla güçlendirerek Türkiye ve dünyadaki birçok problemin çözüleceğine inanıyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ile başlattıkları yeni proje ile siz de Gökkuşağı Kiti’ni satın alabilir ve tüm gelirin platforma bağışlanmasına katkıda bulunabilirsiniz. Hep birlikte kadınların daha iyi şartlara sahip olması için çalıştıklarını ifade eden ekibin kurucularından Damla ve Metin ile konuştuk.
Mana kurucularını tanıyabilir miyiz?
Biz Damla ve Metin. Mana ekibinin bir parçası, markayı kuran iki genç girişimci ve kuruluş aşamasındaki dört gönüllüden ikisiyiz. Birimiz satış, pazarlama, müşteri ilişkileri alanlarında kurumsal tecrübeye ve ticaret altyapısına sahip; diğerimiz de uzun yıllardır teknoloji sektöründe. Her ikimiz de geleneksel yöntemlerle iş yapmak yerine, daha yenilikçi ve “iyi” olanın içinde olmayı ve daima bir şeyler üretmeyi tercih ediyoruz. Mana da bu düşüncelerin bizdeki bir sonucu.
Mana fikrinin ortaya çıkış hikayesini anlatır mısınız?
Mana, aslında bir çözüm arayışı. Ülkemizde dönem dönem yaşadığımız güvenlik endişeleri var. Her gün haberlerde ve çevremizde gördüğümüz, kadına karşı artan şiddet eylemleri çoğalıyor ve toplumsal gelişim konusunda yapılacak şeyler olduğunu görüyoruz. Mana, tüm bunlara karşı içimizde hızla büyüyen harekete geçme isteğinden ortaya çıktı. Bu tarz problemlerin yaşandığı toplumlarda bu problemlerle yine kitleler halinde mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle Mana gibi kolektif bir oluşum ortaya çıkartmaya ve bu problemlere karşı; istihdam, eşitlik, eğitim ve refah konularını konuşmaya karar verdik. Yaptığımız araştırmalarda sadece kadının toplumdaki yerini koruyarak, onu eğitim ve istihdamla güçlendirerek ülkemizde ve dünyada yaşanan birçok problemin çözülebileceğini görüyoruz.
“Kadınların daha iyi şartlara sahip olması için çalışıyoruz”
Kadınların güçlenmesi bir toplum için neden önemli?
TÜİK verilerine göre Türkiye’de nüfusa kayıtlı 15 yaş üstü kadınların sadece yüzde 33’ü iş gücüne katılabiliyor. Türkiye Barolar Birliği’nin yayınladığı “Şiddetin Kadın İstihdamında Yarattığı Etkiler” adlı makalesinde ise şiddete uğrayan kadınların yüzde 80’i iş gücüne katılamayan kadınlardan oluşuyor. Bir kadın girişimi olarak kurulan Mana’nın hedefinde kadınları çalışma dünyasına dahil etmek, buna bağlı olarak kadına şiddeti azaltmak ve çalışma konusunda dezavantajlı durumda olan kadınları desteklemek var. Ayrıca kadınların iş dünyasına katılımı Türkiye ekonomisinde büyük bir fark yaratıyor. Kadınların üretmesi ve adil ücretlendirme doğrultusunda gelir sahibi olması demek, Türkiye’nin gayri safi yurtiçi hasılasının yaklaşık yüzde 20 oranında artması anlamına geliyor. Bu da yılda 150 milyar dolarlık bir artış anlamına geliyor. Üreten bir sisteme kadınların dahil olması hem birey hem toplum için çok önemli. Mana’da üreten her bir kadın adil çalışma koşullarıyla, hak ettiği değeri alarak üretim sürecine dahil oluyor. Hep birlikte kadınların daha iyi şartlara sahip olması için çalışıyoruz. İstanbul’da kendi ağımızdaki kadınlarla beraber çeşitli kadın kooperatiflerini de birlikte üretimle destekliyoruz.
Sistem nasıl işliyor? Kadınlara nasıl ulaşıyorsunuz?
Kadınlara ulaşmak için kullandığımız iki yöntem var. Kimi zaman sosyal medya hesaplarımızdan çeşitli duyurular yapıyoruz, kimi zaman da birlikte çalıştığımız kadınların çevrelerinden ve kooperatiflerden faydalanıyoruz. Kendi yaşadığı bölgede neredeyse küçük bir kooperatifleşme süreci geçirmiş, iletişim ağı kurmuş ve birlikte bir şeyler üreten kadınlar var. Birlikte bir ön değerlendirme yaptıktan sonra, kadınlara “tanışma numunesi” adını verdiğimiz bir kit gönderiyoruz. Bu kitin içinde, istediğimiz bir tasarımın üretilmesinde kullanılacak tüm malzemeler yer alıyor. Çıkan ürün üzerinden bir değerlendirme yapıp kişiyi üretim sürecine dahil ediyoruz.
Mana’da insan sağlığına saygılı materyaller
Kadınların üreteceği tasarımlara nasıl karar veriyorsunuz?
Her sezon öncesi tasarımcılarımızla beraber bir konsept belirliyoruz. Bu konseptin içerikleri günümüzün modasındaki estetik algısından ödün vermeden belirleniyor. İlk çıktığımız sene “Çöl” konsepti altında çeşitli ürünler ürettik. Bu ürünlerin çekimlerini Ürdün ve Mısır’da yaptık. Bu sene yaz sezonunun konsepti “Orman”. Ormandan aldığımız ilhamla, doğal çizgilerde bir seri tasarladık ve daha sonra tasarımlarımızı evlerinden üretim yapan Mana kadınlarına ulaştırdık. Tasarımlarımızı dağınık bir ağda üretiyoruz. Tüm ürünleri thisismana.com isimli web sitemizden, yurt içi ve yurt dışında çeşitli pazar yerlerinden satışa sunuyoruz.
Kullandığınız malzemeler aynı zamanda doğaya saygılı ve ürünleriniz sürdürülebilir özelliğiyle dikkat çekiyor. Bunun sizin için anlamı nedir?
Mana “hızlı moda” anlayışından uzak bir marka. Seri üretimlerin aksine, üretilen tasarımların hammadde seçimlerini titizlikle yapıyoruz. Günümüzde satın aldığımız kıyafetlerin içeriğini hiç sorgulamıyoruz, ancak birçoğu insan sağlığına zarar veren plastik vb. içeriklerle üretiliyor. Bunlar hem giyen kişiye hem de doğaya zarar veriyor ve doğadan tamamen yok olmuyor. Mana’da kullandığımız materyaller insan sağlığına ve gezegene saygılı, geri dönüşüme uygun materyaller.
Şimdiye kadar kaç kadınla çalıştınız, şu an kaç kişiyle çalışıyorsunuz?
Şu an aktif çalıştığımız 13 kişi var. Bir o kadar da geçmişte çalıştığımız Mana kadını vardır. Bunun dışında kooperatiflerle dönem dönem yaptığımız çalışmalarda da 47 kişiyle bir araya gelme şansı yakalıyoruz.
“Kadınların her zamankinden daha fazla desteğe ihtiyacı var”
Özellikle pandemi döneminde evde kalıp çalışamayan kadın sayısında büyük bir artış oldu. Bu dönemin sizin işlerinize olan etkisinden bahseder misiniz?
Pandemi sürecinde öncelikle güvenlik ihtiyacının sağlanması bizim için çok önemliydi. Bizim sistemimizde kadınlar üretim materyallerini kargo ile evlerine kabul ediyorlar. Ürettim bittikten sonra evlerine giderek teslim alıyoruz. Pandemi başında ilk zamanlarda dışarıdan kargo alımını kabul etmek ve insanlarla temasta bulunmak istemeyen, dolayısı ile çalışmak istemeyen kadınlar oldu. Bunları anlayışla karşıladık ve üretim taleplerini minimumda devam ettirdik. Gerekli sağlık önlemleri alındıktan sonra, kadınların da istekleri doğrultusunda normal üretime yavaş bir şekilde döndük. Kişilerin bu zamanda sağlıklı bir çalışma ortamına sahip olması her şeyden önemli.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ile nasıl bir araya geldiniz? İş birliğinizi anlatır mısınız?
Bildiğiniz gibi pandemide vaktimizin çoğunu evlerimizde geçirmek zorunda kalıyoruz. Mart ayında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gelen “aile içi şiddet” telefon aramalarında yüzde 38’lik bir artış olduğunu öğrendik ve bu durum bizi oldukça endişelendirdi. Kadınlara destek sağlamak amacıyla kurulan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ile görüşmeye başladık. Son dönemde aldığımız bilgiye göre kendilerine de gelen yardım talepli “aile içi şiddet” konulu telefon aramaları yüzde 75 civarında artmış durumda.
Bu kadınların her zamankinden daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Evlerinden hiç çıkamıyorlar ve gidebilecekleri yerler çok sınırlı. Bu doğrultuda en iyi bildiğimiz şeyi yapmaya karar verdik ve bir “Gökkuşağı Aksesuar Kiti” hazırladık. Web sitemizde satışta olan kiti satın alan kişiler, platforma destekte bulunuyor. #BirbirimizeDestekOluyoruz ismiyle yürüttüğümüz projede, Gökkuşağı Kiti’nin satış karının tamamı platforma bağışlanıyor. Kitin yapımını anlatmak için geçtiğimiz zamanlarda Instagram’da bir canlı yayın düzenleme şansımız oldu. Ayrıca yapım tarifi şu anda detaylı bir şekilde Youtube sayfamızda yer alıyor.
“Mana ile Anadolu’daki kadınlara ulaşacağımız proje üzerinde çalışıyoruz”
#ManaKadınları isimli bir hashtag’iniz var. Bunu biraz açar mısınız?
Mana kadınları aslında çok kapsayıcı bir tanım. Mana içinde tasarımı yapan, fikri bulan, üretenden, dışarıda satın alan kişiye kadar, Mana’nın serüvenine dahil olan herkesi kapsıyor. Mana’nın dünyasına dahil herkesi #ManaKadınları olarak tanımlıyoruz.
Mana’nın serüveninde nasıl duraklar olacak, hayalleriniz neler?
Hayalimiz daha çok kadına ulaşarak onların istihdamı konusunda ciddi farklılıklar yaratmak. Bu süreçte sadece ekonomik anlamda onlara bir alan açmak yeterli değil. Kadınların gelişimi için atölyeler, workshoplar düzenlemek, onlara eğitimler vermek istiyoruz. Bunun haricinde pandemi öncesi yurt dışında görüşmeye başladığımız yerlerle süreçlerimizi netleştiriyoruz ve Avrupa’da konsept mağazalarda yer almaya başlayacağız. Türkiye tarafı için oluşturduğumuz bir projemiz var. Anadolu’daki kadınlara ulaşmamızı sağlayacak çok özel bir fikir. Onu da önümüzdeki dönemde hayata geçireceğiz.