Nihan Bora

Sağlıklı atıştırmalıkta bir devrim: frø

Sağlıklı atıştırmalık denince aklınıza ne geliyor bilmiyorum ama sizi Dalya Saftekin Çalışkan’ın kurduğu Hadi Ham Yap ve frø markalarıyla tanıştırmak istiyorum. Farklı tatta yiyecekler düşünün, içinde; katkı koruyucu, un karışımları, rafine şeker, boya ve kıvam arttırıcı yok. Sadece temiz içerikli gıda, organik gıda ve yerel hammadde var. Özellikle hamilelik ve anne olduktan sonra gelen o sağlıklı beslenme kaygısıyla markasını kurmuş Çalışkan. “’Nasılsa ilerde yiyecek, nereye kadar tutacaksın’ diye düşünenlere inat bu konuda ciddi çaba harcayan bir anne kesimi var” diyen Çalışkan ile hikayesini konuştuk.

Özellikle Deniz Bora’ya hamile olduğumu öğrendikten sonra ne yediğime daha dikkat ettiğimi söylememe gerek yok. Bu ‘dikkat’ hali hala devam ediyor, emzirmesem de onu sağlıklı yiyeceklerin de lezzetli olabileceğini göstermek istiyorum. Bunların başında da atıştırmalıklar geliyor elbette.

Şeker, yağlı ve sağlıksız atıştırmalıklar -şimdilik- çok uzakta Deniz Bora için. Çikolata ile önce kendi pastasıyla tanıştı, sonra da sağ olsun kahveci abla-abilerinin birer tane uzatmasıyla biraz daha yakın temas etti.

Benim son zamanlarda tanıştığım son derece lezzetli ve şaşılası şekilde sağlıklı atıştırmalık olarak tanıştığım fro ise ailemize bir güneş gibi doğdu 🙂 fro’yu araştırmaya başlayınca arkasında dev bir emek olduğunu ve aynı zamanda Hadi Ham Yap’ın yeni markası olduğunu öğrendim.

Markanın kurucusu Dalya Saftekin Çalışkan, turizm-otelcilik mezunu ve tam 24 yıl halkla ilişkiler ve yönetici asistanlığı yapmış 10 yıllık bir anne. O da birçok anne gibi sağlıklı beslenmeye hamilelik döneminde merak salmış ve bakın sonrasında neler olmuş. Sağlıklı atıştırmalık da mümkün diyor ve hikayesini ondan dinliyoruz.

Sizi aslında Hadi Ham Yap markanız ile biliyoruz. Sonra da frø girdi hayatımıza. Önce Hadi Ham Yap’ı dinlemek isterim. Nasıl bir ihtiyaçtan ortaya çıktı?

Özellikle hamilelik döneminde sağlıklı beslenmeye merak salıp daha sonra sağlıklının ve şekersizin lezzetli de olabileceğini kendi denemelerim ile fark edip, kızımın doğması ile profesyonel olarak bu işi ele almaya karar verdim.

Hadi Ham Yap aslında önce atıştırmalık üretmek üzere yola çıktı, 2 sene Ar-Ge çalışmaları yaptıktan sonra satışa başladık, ancak süre içerisinde ihtiyaçlar bizi pasta yapmaya yönlendirdi. Rafine şekersiz sağlıklı temiz içerikli pasta hiç yoktu, böylece kişiye ve beslenmeye özel pasta üretmeye başladı Hadi Ham Yap.

“Katkı, koruyucu, un karışımları, rafine şeker yok”

Kendi ihtiyacınızdan yola çıkıp büyük bir ihtiyacı da gidermiş oldunuz. Hadi Ham Yap’ın içeriğinde neler var anlatır mısınız?

Hadi Ham Yap’ın içeriğinde olmayanları mı saysak 😊 Katkı yok, koruyucu yok, un karışımları yok, rafine şeker yok, boya yok, kıvam arttırıcı yok. Sadece temiz içerikli gıda, organik gıda ve yerel hammadde var.

Çocukların mutfakta vakit geçirmesi hem onların gelişimi için çok iyi hem de çocuklar mutfakta gerçekten çok eğleniyor… Siz aynı zamanda ailelerin çocuklarıyla birlikte sağlıklı pasta yapabilmesi için de kitler geliştirdiniz. Bu fikir nasıl ortaya çıktı?

Aslında bu fikir çok eski, yıllar önce Antalya’dan bir müşterimiz bizden pasta almak istedi, malum pastalar İstanbul dışına gitmiyor. O zaman ben size içeriklerini yollayayım siz yapın dedim. Derme çatma bir kutu ile gitti, ben de kendisine tarif yazdım ve sonuç başarılı oldu 😊

Sonra işler, güçler pandemi derken İstanbul dışı talepler fazlalaştı. Malum pandemi durumu ile de herkes evinde bir şeyler yapabileceğini fark etti. Biz de fikrimizi profesyonelleştirdik ve Evde Pasta Yap Kitleri ortaya çıktı.

“Etiket okumayı öğrenmemiz gerekiyor”

Bir de pasta atölyeleriniz varmış ama pandemi sebebiyle ara vermiş olabileceğinizi düşündüm. Hala devam ediyor mu? Yapıyorken nasıldı anlatır mısınız?

Evet maalesef ara verdik, hem atölyeler yapıyorduk hem de Koç Üniversitesi yaz kampında çocuklara pişirme dersleri veriyordum. İnanılmaz güzel şeyler çıkıyor çocuklardan.

Atölyelerde bazen hazır malzemeler götürüp çocuklar ile pasta birleştiriyorduk ve onlar da süslüyorlardı, bazen de sağlıklı çokoprens, popcakeler vs yapıyorduk. Koç Üniversitesi’nde ise yoğurt, mücver, pizza, çikolata daha neler neler yapıyorduk.

Doğal, organik meselesi iyice karmaşık bir hale geldi. Siz bu konuda neler söylersiniz, insanlar neye, nasıl güvenmeli?

Evet bu iki kavram çok karıştı maalesef. Kesinlikle etiket okumayı öğrenmemiz gerekiyor öncelik bu.  Sanki biraz artık üreticiyi araştırmak, neler yapıyormuş bakmak lazım.  Ben organik diye gözüm kapalı almıyorum açıkçası biraz araştırıyorum alırken.

Gelelim benim sizi tanımama vesile olan harika sağlıklı atıştırmalıklarınız frø’ya 🙂 Benim son yıllarda sağlıklı olup da lezzetine inanamadığım bir marka oldu frø.  Süreci nasıl gelişti ve bize ürün gamından bahseder misiniz?

Dediğim gibi biz atıştırmalık ile yola çıktık, uzun bir süre de Hadi Ham Yap markası ile atıştırmalık sattık ancak firmamızın isminden dolayı sadece çocuklar için atıştırmalık ürettiğimiz düşünülüyordu. Yeni bir markanın daha doğru olacağını düşündük adına da frø koyduk. Frø tohum demek, frø: hayallerimizin tohumu… Şu anda 9 çeşit ürünümüz var, içlerinden 5 tanesi vegan, 4 tanesi glütensiz, 2 tanesi çocuklar için vb.

“Son iki senedir farkındalık arttı”

Belki de kendimiz için üzerine çok kafa yormadığımız sağlıklı beslenme ve sağlıklı atıştırmalık durumu çocuğumuz olunca daha da önem kazanıyor. Sizce de bu böyle mi?

Kesinlikle böyle! Benim müşterilerimin yüzde 80’i yeni anne özellikle Hadi Ham Yap tarafında. Önce çocuklarını sonra kendini sağlıklı beslenmeye adapte ediyor yetişkinler.

Yıllardır alışılagelmiş beslenme alışkanlıklarımız ve bununla da birlikte kullandığımız markalar var. Doğal ve sağlıklı beslenmek söz konusu olduğunda ise karşımızda çok fazla seçenek yok. Bu durum sizin gibi isimler sayesinde son yıllarda değişiyor değil mi?

Biz bu yola 10 yıl önce gönül koyduğumuzda, gerçekten bize uzaylı gibi bakıyorlardı. Annem ve ablam dahi “Bu şekersiz konusunu biraz abartmıyor musun?” diyorlardı. 😊 Özellikle son 2 senedir farkındalık arttı. Ancak gördüğüm hala ailelerine veya çevresine rağmen çocuğunu sağlıklı ve şekersiz besleme konusunda çok zorlanan anneler var. “Nasılsa ilerde yiyecek, nereye kadar tutacaksın” diye düşünenlere inat bu konuda ciddi çaba harcayan bir anne kesimi var.

Son yıllarda insanların tercihini doğaldan yana kullanmasını ve sağlıklı yaşam çabasını neyle açıklayabiliriz?

Özümüze dönme arzusu bence 😊

“Bir şeyleri başarabilmek paha biçilemez”

Araştırdığım kadarıyla iki kadın girişimci olarak markanızı kurdunuz. Aradan 10 yıl geçti ve siz geriye dönüp baktığınızda nasıl bir değerlendirme yaparsınız? Kadın girişimci olarak yola çıkmanın artıları ve eksileri neler sizce? Bugün fikirlerini hayata geçirmek isteyen kadınlara ne gibi tavsiyeleriniz olur?

10 yıl önce iki kişi çıktığımız yola, son 4 yıldır tek devam ediyorum.Kadın girişimci olmak zor diyen çok var ama ben başından beri çok destek gördüm.  Özellikle hammadde ve ürün aldığım firmalardan. Genel olarak girişimci olmak hiç kolay değil ancak Türkiye’de genel olarak kadın olmak zor maalesef.

Kesinlikle vazgeçmemek düşsek de yine kalkmak girişimciliğin vazgeçilmezleri.  Bunu bilerek girişimci olmalı. Kendi işimi kurduğum için daha az çalışacağım istediğim saatte kalkıp istediğimi yapacağım diye düşünerek iş kurmayı düşünenler varsa hemen başından vaz geçsinler 😊 Girişimcilik daha fazla çalışmak, haftada 7 gün çalışmak, uykuların kaçması demek 😊

Çalışan anne olduğunuzu tahmin ederek son bir soru yöneltmek istiyorum. Çalışmak kimi anne için bir ihtiyaç kimisi için de bir zorunluluk. Her ne olursa olsun çalışmanın bir annenin hayatındaki yerine dair deneyimlerinize dayanarak neler söylemek istersiniz?

Sanırım ben biraz zor yolu seçtim, kızıma hamileyken iş hayatım aktif devam ediyordu, doğurduktan 3 ay sonra yine iş hayatına geri dönmek durumunda kaldım.  Hem profesyonel iş hayatı, hem annelik ve hem de girişimim beni oldukça yordu.

Şimdi iyi ki yapmışım diyorum 😊 Yıllar içinde edindiğim çeşitli tecrübeler, farklı sektörler, farklı firmalar, öğrendiklerim ve hala öğrenmeye devam ettiklerim bana çok şey kattı. Bence özellikle kendi ayakları üzerinde durabilmek, bir şeyleri başarabilmek paha biçilemez.

Exit mobile version