Nihan Bora

Gitmek, dönmek ve tamamen kalmak // Limonata

“Düşmek iyidir bazen zorlama”, Sürpriz, terk eden baba, vicdani ret, sevgilinin peşinden giden, “Koray beğendi hatırlat da tweet atayım”, fotoğraflar, “Biz diye bir şey yok”, askerde bacaklarını kaybeden Ege, Sezen Aksu ve Limonata… Oyundan çıktığımda hatırımda kalan kelime ve cümlelerdi bunlar.

Yazıyı bu şarkıyla okumanız tavsiye edilir: 
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=Q-_iYmdnfEA]
Bir aile var. Sanırım tam olarak yok da aynı zamanda. Üç kardeş var, bu varlığıyla yokluğu bir ailede. Abla Müge içine kapanık ama bir o kadar yaratıcı bir kadın, anılarını biriktirmiş, kitap oluvermiş o anılar. Kardeş Melih kaçmış gitmiş bir sevdanın peşinden. Ağabey Ege ise askerde bacaklarını kaybetmiş. Ege’nin erkek arkadaşı Koray hareketli, sevecen. Anne Özlem ise anılarıyla boğuşuyor, bir hatırlıyor bir hatırlamıyor.
Kadın programı sunucusunun açılışıyla oyun başlıyor. Klasiktir, kitabı çok satan yazara sorulan ve ağzına tıkılan cevaplar. Aynı şekilde Özlem’in yanıtlamasına izin vermeden geçiyor soruyu sunucu. Eve döndüğünde annesiyle ilgileniyor sabırla. “İkinci kitabını ne zaman yazıyorsun?” sorusuyla başlayan ve “Bu sefer de beni öldür” diyerek bitirdiği cümlesi yüzünden Müge dayanamayıp evine dönüyor. Evi terk eden baba var aslında Müge’nin ilk kitabı Sürpriz’de. Bu ilk kitap çok sattığı için ikincisinde de bir kaçış, gidiş olmasını istiyor annesi.

Her birey başka bir evde yaşıyor. Abla, kardeşi Ege’yi ziyaret ediyor bazen. Ege sıklıkla sevgilisi Koray’la birlikte oluyor. Bu noktada Koray’ın rolünün hakkını çok iyi verdiğini söylemeli. Zira bu dramın içinde anlık güldüren tek karakter.
Günlerden bir gün küçük kardeş Melih dönüyor. Giderken haber vermediği gibi dönerken de haber vermiyor, çat diye geliyor. Sanki bıraktığı her şey aynı olacakmış gibi. “Her şey aynı” da diyor aslında ama hiçbir şey aynı değil esasında. Annesi bıraktığı gibi değil, ağabeyi de öyle. Ağabeyiyle karşılaşma anı, yılların siniri ve sonra kucaklaşmaları… Daha sonra ablasıyla Sezen Aksu eşliğinde, arabada çocukluklarından konuştukları an… İşte gözyaşlarının sınırda bekleyip kendini bıraktığı anlar…
Ege’nin bacaklarını kaybettikten sonra vicdani ret ile sevgilisi Koray’ın askerliğini yapmamasını istiyor ama Koray bunu gerçekleştiremiyor. O an da, bir çelişki, kötü bir ayrılık hikayesi işte
Parçalanmış bir aile, yeniden bir araya gelmeye çalışıyor. Eskisi gibi olabilen ne var ki? Onlar da eskisi gibi olamıyor. Tam bir araya geldik derken, annelerini kaybediyorlar. Üçünü son kez bir arada görebiliyoruz ve Melih yine gidiyor. Ablası karşı koyuyor, ağabeyi gitmesini söylüyor.
Ve Müge, o kadın programına yine çok satan ikinci kitabı vesilesiyle konuk oluyor. Biraz daha tecrübe sahibi artık. Bu sefer sunucuya pek de pabuç bırakmıyor. Yeni kitabının ismini söylüyor: Limonata.
Oyunun sonunda bu oyunun başrolü kim diye soruyorum kendime nedense, sanki her oyunda başrol bir kişide olmak zorundaymış gibi. Kendime cevabım: Limonata, başrolün bütün oyuncularda olduğu bir oyun. 

Özlem, Deniz Türkali (Ne kadar usta olduğunu bir kez daha anlamak..) 
Müge, Banu Çiçek Barutçugil (İlk kez izledim ve sarılmak istedim, keza çıkışta sarıldım da) 
Melih, Sezgi Mengi (Tiyatroda bir başka konuşturuyor yeteneğini, çok iyi!)
Ege, Tevfik Şahin (Kendisini mi oynadı, değilse çok acayip inandım o hallere ben!)
Koray, Barış Gönenen (Bir eşcinsel komik olduğu kadar duygusal da olur, evet, müthişti)
Sunucu, Heves Duygu Tüzün (Kadın programı sunucularına harika gönderme, başarılı oyunculuk)

En sona kadar okudunuz mu bilemedim ama en önemli bilgi en sonda aslında. Bu oyun yerli bir oyun ve yazarı Sami Berat Marçalı. Yönetmeni de 17.31’deki oyunculuğunu da çok beğendiğim Murat Mahmutyazıcıoğlu. Yardımcı yönetmenliğini de Iraz Yöntem üstlenmiş. Sıfırnoktaiki kendi içinde o kadar üretken ki, bir oyunda yönetmenlik yapan başka bir oyunda oyunculuğunu konuşturuyor ve bu ekip Türk tiyatrosuna dair büyük umutlar veriyor. 

Ellerinize sağlık Sıfırnoktaiki. Yine güzel bir oyun, yine güzel hisler…

Oyun tarihleri:
30 Mayıs, 6-10-13-20-24-27 Haziran
21:00 İkinci Kat / İstiklal Cad. / Barcelona Sokağı Olivio Han / Mısır Apt. karşısı

Exit mobile version