Öyle sıcak ki, dışarı çıkmak tehlikeli ve yasak! Dışarı çıkmak zorunda kalanlar eve zor atıyor kendilerini, içeride kalanlarsa sıcaktan dön(ebil)melerini bekliyor, korkuyla…
Yeni oyunlar beni heyecanlandırıyor. Daha önce yeteneklerini görme şansımın olmadığı oyuncuların keşfine çıktığım oyunlardan bahsediyorum. Kimini bazı dizilerde küçük rollerden hatırlayabiliyoruz fakat ilk kez bir oyun vesilesiyle tanıştığımız isimler çok önemli benim için. Gişe için yapılan filmler olduğu gibi oyunlar da yapılıyor. Mümkün mertebe kaçıyorum o oyunlardan… Ünlülerin de yer aldığı, çoğu zaman gişe kaygısının güdüldüğü oyunları da izlemek gerek eleştirel olabilmek için…
Bir apartman dairesinde oynanan, dip dipe oturularak izlenen oyunlar seyrine doyamadığım… Geçtiğimiz akşam provalarını izlediğim Yüksek Derece de önce ismiyle, sonra fragmanıyla beni heyecanlandıran bir oyundu.
Ayça (Güçlüten) ile 2007’de düzenlenen Radar Live sayesinde tanışmıştık. O festivali hiç unutamam. Festivali unutamadığım gibi unutamadığım dostlar da edindim Radar Live’da… Ayça ile uzun süre görüşemeyip birbirimizi Twitter’dan bulduk. Konuşalım, görüşelim derken bana Yüksek Derece’den bahsetti. Fragmanlarını izledim ve normal bir oyun olmadığını anladım. Normal olmayan oyunları severim.
Provaları izlemem için davet ettiğindeyse seve seve kabul ettim. Yıllar sonra buluşup provaya gittiğimizde ayaküstü bir sürü şey konuştuk. O da tam bir kültür sanat gönüllüsü. Neler neler yapıyor, onları başka bir yazımda anlatırım. Şimdi esas konumuz “Yüksek Derece”. Sıfırnoktaiki, Krek ve Dot’un oyunlarını sevenler bu oyunu da eminim çok beğenecek.
Oyunun ismi kendini belli ediyor esasında. Ama alt metnini de kurcalamak gerek. Oyundan bölümler izlediğim için kafam biraz karışık. Fakat oyunda, yolunda gitmeyen sadece havanın sıcaklığı değil. Şöyle bir tasavvur edin; iki kardeşe miras kalan eski bir motel, bu motelde kalan tuhaf insanlar, sert konuşmalar, sıra dışı eğlenceler, aynı yemekler ve bir böcek…
Bu böcek, öyle bir böcek ki artık insanlar ona özeniyor. Oyunculardan Uğur Küçükdağ’ın böcekle diyalogunun olduğu şahane bir sahne var mesela. Çok güldüm. Kendisi son zamanların en iyi komedi oyuncusu olmaya aday bence. Ki bu oyundan ne adaylar çıkacak yıl sonunda tahmin etmek zor değil!
Oyuncular demişken; sanırım ekip içinde yaşça en küçük olan isim Sarper Çelikbaş. Fakat inanın yaşı kadar bir oyunculuğa sahip değil… O nasıl bir hâl; içe kapanıklık, cevap verememe ve sinirlenme hâli… Günışığı Zan ve Tolga Akman, bir çifti oynuyorlar ve günümüz ilişkilerinden biraz farklı onlarınki. Fahrettin Eren Dinler, bir blogger’ı canladırıyor. Açıyor laptop’ını başlıyor anlatmaya. Özellikle ses tonuyla öne çıkıyor. Reyhan Nur Çalıkoğlu’nun izleyebildiğim sahnelerde rolü azdı ama bu sevimli suratı sanıyorum oyunun genelinde daha çok göreceğiz. Emre Taştekin‘in dans ettiği sahneler çok başarılı, adeta bir apaçi ruhu var bu rolde! Bir de o gün provada olmayan Öykü Oktay var oyuncular arasında, onu da oyunda izleyeceğiz artık.
Oyunun müzikleri de çok iyi bu arada. Men With A Plan’ın sert müzikleri oyuna cuk oturmuş.
Peki bu ortaya çıkan mükemmel oyunu kim yaratmış? Turgay Doğan. Turgay’a, metnin nasıl çıktığını sorduğumda, “Sıcak fikri benim ama devamını hep birlikte yazdık” diyor.
Metin etkileyici, oyunculuklar vurucu. Henüz çok az bir kısmını izledim ve tamamını izleyebilmek için abartmıyorum, gün sayıyorum!
Yüksek Derece
Tarih: 7 Mayıs
Saat: 20:00
Yer: Ti Performans / Benetton’ın karşı sokağı Beyoğlu
Yazıyı okurken dinlenmesi önerilen Men With A Plan şarkısı: http://fizy.com/#s/26wopj