Şermola Performans; sadece lisan anlamında değil bir tarz olarak da oluşturduğu dili, fikri ve düşüncesiyle son yılların en özel işlerine imza atan tiyatro topluluklarından. Topluluk; masal, oyun ve halayın iyileştirici gücüne inanan bir tiyatro grubunun hikayesini anlatıyor. Oyunun Mîrza Metin’le yönetmenliğini paylaşan ve aynı zamanda oyuncular arasında yer alan Berfîn Zenderlioğlu ile 20. İstanbul Tiyatro Festivali’ne hazırladıkları ‘Serencama Qijikan (Kargalar)’ı konuştuk.
Festival için hazırladığınız oyundan bahseder misiniz?
Terk edilmiş şehirlerde seyircisinin izini süren, oyun oynamakta ısrar eden Kargalar Tiyatro Grubu masalın, oyunun ve halayın iyileştirici gücüne inanırlar. Üzerinden tanklar geçmiş, yakılıp-yıkılmış, viraneye dönmüş şehirlerden geriye merhemini sürecek yaraların ve masalların bekçiliğini yapan Kal’dan başka kimse kalmamıştır. Kimse diyorum, zira diğerlerinin adını anmak, gizil bir masalı açığa çıkaracaktır. Onlar ki ateştendir, ışıktandır ve küldendir. Yani bilinmeyendir…
Mîrza Metin’in yazdığı ‘Serencama Qijikan (Kargalar)’ oyununun yönetmenliğini Mîrza Metîn ile birlikte yapıyoruz. On kişilik oyuncu kadrosundan oluşan oyunda canlı müzik kullanıyoruz. Oyun ekibi olarak heyecanlı bir delirme hali içerisindeyiz.
Neden bu oyunu seçtiniz?
Mîrza’nın çok önce tasarladığı bu oyun, festivalin de gündeme gelmesiyle tekrardan su yüzüne çıktı. Soluduğumuz kötü havanın yarattığı çaresizliğimizin üstesinden oyun oynamakla gelebileceğimizi düşünüyoruz. Oyun da oyun oynama edimini ve fikrini tartışıyor. Tıpkı Kargalar gibi. Paylaşmasak, yaralarımıza dokunmasak sanırım delireceğiz. Bu oyun bizim için yaralı Dört Ayaklı Minare’ye yüzünü dönmüş, İsrafil’in değil ama Azrail’in kıyamet Sur’unu üflediği Sur’lara bir selamdır.
Oyununuzun en iddialı yanı nedir?
Biz hiçbir zaman yola bir iddiayla çıkmadık. Başından beridir teatral bir dil arayışımız var ve o eksen etrafında dolanıyoruz. Yani bütün oyunlarımızda eninde sonunda o yılan kuyruğunu ısırıyor. Hayatın tekrarları oyun kavramı içerisinde kendi çemberini oluşturuyor. Bunu oyunlarımızı takip eden seyircilerimiz bilir. Bize dokunan her neyse, aktarabildiğimiz ölçüde biz de onu seyircimizin ruhuna fısıldıyoruz.
“Nerede olursa olsun tiyatro festivalleri o şehri canlandırır”
Festivale oyun çalışmanın nasıl bir farkı var?
Tiyatro sezonunu yarıladık, az bir zamanımız kaldı. Bir taraftan oyunlarımızı devam ettirirken bir taraftan da oyunu eksiksiz, tasarladığımız gibi seyircimizle buluşturma derdindeyiz. Diğer gruplar gibi, bizi de bir telaş almış durumda. Nerede olursa olsun tiyatro festivalleri o şehri yeniden canlandırır. Kısa bir süreliğine de olsa gündem tiyatro olur. O yüzden bu festivallerin düzenli ve uzun soluklu olması önemli ve kıymetli.
İstanbul Tiyatro Festivali’nin sizin için önemi nedir?
Yaşadığımız kaos ortamında yeni bir seyirciye ulaşacak olmak güzel, taze bir nefes gibi. Şehirdeki tüm tiyatroları ve severlerini harekete geçirme babında da yıllardır sürekliliğini koruyup bir lokomotif görevi görüyor festival. Farklı dillerin ve renklerin bu festivalde bir araya gelebilmeleri, kendi ana dilleriyle de başka kültürler ve halklarla bağ kurabilme tarafı bizim açımızdan en kucaklayıcı olan tarafı.
18 Mayıs / 20.30 / Moda Sahnesi
19 Mayıs / 15.00 / Moda
Nivîskar Yazan: Mîrza Metin
Derhêner Yöneten: Mîrza Metin, Berfîn Zenderlioğlu
Dramaturji: Berfîn Zenderlioğlu, Fatma Onat
Koreografi ve Müzik: Arjen Brusk
Perwerdekarê Reqsê Dans Eğitmeni: Arjen Brusk
Perwedekarê Erbaneyê Erbane Eğitmeni: Vulkan Alp
Sêwirînera Ronahiyê Işık Tasarımı: Alev Topal
Sêwirînera Cilûbergê Kostüm Tasarımı: Hale İşsever
Sêwirînera Dikê Sahne Tasarımı: Beril Özkoçak
Orkestra: Vulkan Alp (Perküsyon), Koray Tarhan (Didgeridoo), Arjen Brûsk (Askı davul) Lîstikvan
Oyuncular: Berfîn Zenderlioğlu, Özlem Taş, Nagihan Gürkan, Alan Ciwan, Mensur Zîrek, Sadin Yeşiltaş, Bayhan Ekici, Deniz Sal, Xoser Rayîrwan, Ertürk Erkek
Oyun Kürtçe oynanıyor. Türkçe ve İngilizce üst yazı bulunuyor.
90 dakika, ara yok.