EKİP Tiyatrosu, ince ince işlediği ve seçtiği oyunlarla seyirciyi mutlu eden başarılı bir topluluk. Yönetmeni, oyuncuları, teknik ekibiyle çok sevdiğim insanlar, bu kez Bülent Emin Yarar gibi bir usta ile festivale ‘Macbeth’i hazırladı. Oyunda rol alan Cem Uslu ile oyunu ve festivali konuştuk.
Festival için hazırladığınız oyundan bahseder misiniz?
William Shakespeare’in ‘Macbeth’ini hazırlıyoruz festivale. ‘Macbeth’ten nasıl bahsedilir? Shakespeare hakkında ne denebilir? Hem yazar hem de oyun o denli bilinen, meşhur bir oyun ki!.. Sanırız tiyatroyla ilgili ilgisiz pek çok kişinin Shakespeare ve ‘Macbeth’ hakkında iyi kötü bir fikri vardır. 400 yıl önce yazılmış, dünya tiyatro edebiyatının en çok bilinen, en çok sahnelenen birkaç eserinden biri Macbeth.
İskoçya beylerinden Glamis Beyi Macbeth, zafer kazandığı bir sefer dönüşü bir grup cadıyla karşılaşır. Cadılar kendisini şöyle selamlar:
- Selam sana Macbeth! Selam Glamis Beyi’ne!
- Selam sana Macbeth! Selam Cawdor Beyi’ne!
- Selam sana Macbeth! Selam yarının Kral’ına!
Bu vaatlerden etkilenen Macbeth, duyduğu kehanetin itici gücü ve karısı Lady Macbeth’in de desteğiyle, aynı zamanda kuzeni olan Kral Duncan’ı öldürüp tacı ele geçirir. Fakat mesele iktidarı ele geçirmek değil, iktidarda kalabilmektir. Bu yüzden de Macbeth gücünü elinde tutmak için hiçbir şeyden kaçınmaz ve günden güne daha büyük bir kan denizinin kaynağı haline gelir.
Neden bu oyunu seçtiniz?
‘Macbeth’i seçmek değil, seçmemek zor. Hatta şöyle de söyleyebiliriz: Siz ‘Macbeth’i seçmiyorsunuz, ‘Macbeth’ sizi seçiyor. Oyun, yazımının üstünden 400 yıl geçmesine rağmen halen o kadar güncel, o kadar canlı ki!.. Üstelik Shakespeare gibi bir ozanın dimağından, yaratıcı dehasından dökülmüş dizeler öyle gerçek, öyle dokunaklı, öyle sarsıcı ki!.. Tiyatro yapıp da bir gün ‘Macbeth’i oynamak, tasarımını yapmak, sahneye koymak hayaliyle yaşamayan kaç kişi vardır acaba? Hal böyleyken, geriye sadece doğru zamanı yakalamak kalıyor. Biz de bizim için doğu zamanın bugün olduğuna karar verdik ve bu zorlu ama müthiş keyifli işin altına girdik.
“Amacımız seyircimizin karşısına iyi bir oyunla çıkmak”
Oyununuzun en iddialı yanı nedir?
Rüştünü yüzyıllar karşısında ispatlamış iyi bir metni, yönetmeninden tasarımcısına, müzisyeninden oyuncusuna iyi bir kadroyla, doğru zamanda sahneye koyuyoruz. Gecemiz gündüzümüz ‘Macbeth’ oldu. Adeta ‘Macbeth’le yatıp ‘Macbeth’le kalkıyoruz denebilir. “İddia” sözcüğü bunu ifade etmek için doğru bir seçim midir bilemiyoruz ama provalarımızda yaşadıklarımıza, hissettiklerimize bakarak diyebiliriz ki seyircilerimiz 25 ve 26 Mayıs akşamları sahnede yaratıcı, dürüst, sarsıcı, çarpıcı bir oyunla karşılaşacaklar.
Festivale oyun çalışmanın nasıl bir farkı var?
Esasında bir farkı yok. Biz her yeni prodüksiyonumuza başlarken aynı heyecanı duyuyor, aynı arzu ve disiplinle çalışıyoruz. Sonuçta amacımız belli: Seyircimizin karşısına iyi bir oyunla çıkmak, sahnede olmaktan duyduğumuz hazzı sürdürmek, aldığımız alkışı hak etmek. Çok şükür, bugüne kadar da hep böyle oldu. Umuyoruz ki gene böyle olacak. Öte yandan, 20. yılını kutlayan böylesi köklü ve saygın bir festivalin bir parçası olmak elbette heyecan ve mutluluk verici.
“Festivalde prömiyer yapmanın oyuna şans getirdiğini söyleyebilirim”
İstanbul Tiyatro Festivali’nin sizin için önemi nedir?
Festival önemli bir mecra. Her iki yılda bir, özellikle İstanbul’da tiyatronun kalbi İstanbul Tiyatro Festivali’nde atıyor. Biz tiyatrocular da birer seyirci olarak festival programını sabırsızlıkla bekliyor, sahneye çıkacak oyunları, yerli ve yabancı yapımları merak ediyor, biletlerini tükenmeden almaya çabalıyoruz.
Bizim EKİP Tiyatrosu olarak üçüncü festival yılımız bu yıl. İlk defa 2012 yılında oyunumuz ‘Parti’yle festivalde Yeni Dalga kategorisinde sahneye çıkmıştık. Bu bizim gibi genç bir tiyatro için önemli bir adımdı. Daha sonra, 2014 yılında, bu kez ‘İki Kapılı Ev’ adlı oyunumuzla festival seyircisiyle buluştuk. Her iki oyunumuz da festivalde iyi başlangıçlar yaptı, festival gösterimlerinin ardından birkaç sezon sahnede olmayı sürdürdü, övgüler ve ödüller aldı. Bu açıdan, festivalde prömiyer yapmanın oyuna şans getirdiği bile söylenebilir belki, kim bilir!.. Ama en azından, grup için önemli bir motivasyon kaynağı olduğu su götürmez.
25, 26, 27 Mayıs / 20.30 / Üsküdar Tekel Sahnesi
Yazan: William Shakespeare
Çeviren: Sabahattin Eyüboğlu
Yöneten: Bülent Emin Yarar
Uyarlayan: EKİP
Oyuncular: Simel Aksünger, Serkan Altıntaş, Aziz Caner İnan, Murat Kapu, İsmail Sağır, Ayşegül Uraz, Cem Uslu
Yaklaşık 120 dakika, iki perde.