Onur Gökhan Gökçek ya da Nur Topu Saçan. Hayatımıza her gün yeni bir isim giriyor ve bazıları iyi ki de giriyor. Athena’nın ‘Ses Etme’ klibini ilk izlediğimde, sosyal medyada “Çok çok iyi iş olmuş, bravo Athena!” diye ilk hislerimi paylaşmışım. Tabii klibin başrolündeki ismi de epey merak etmiştim. Zero İstanbul’dan, “Onur Gökhan Gökçek’le röportaj yapar mısın?” teklifi geldiğinde, heyecanla kabul ettim.
Bazı röportajlar var, insan iyi ki bu işi yapıyorum diyor. Tanıştığım için mutlu olduğum, sohbetiyle daha iyi hissettiğim bir insan oldu, Onur. İnsanların, “Athena günah çıkarmak için bu klibi çekmiş” yorumuna karşılık Onur şöyle çarpıcı bir cevap veriyor: “Kim attı böyle bir adım Sertab Erener mi, Sezen Aksu mu, Ajda Pekkan mı? Bu söylediğim isimler, Türkiye’de gay ikonları. Eğer yandaşsa da yandaş ama böyle bir adım attı ve böyle bir şey yaptı. Bizim de zaten şu an LGBTİ+ olarak buna ihtiyacımız var. O yüzden ben de onlara inandım.”
Güneşli bir gün; Ezgi, Onur ve ben buluştuk, Asmalımescit’teki tatlı sohbetin Zero İstanbul’da yayınlanan hali…
**
İstanbul gece hayatının meşhur drag queen’i Onur Gökhan Gökçek’in Athena’nın son klibi ‘Ses Etme’de rol almasının ardından ortalık toz dumana döndü. “Bizim ihtiyacımız olan şey görünürlük. Bu videoyu Athena’nın girebileceği evler için yaptık” diyen Onur’la, bunun bir başlangıç olmasını dileyerek umutlu bir sohbet gerçekleştirdik.
Kafamda, ‘Ses Etme’nin melodisiyle Tünel’e doğru yürüyorum. Asmalımescit’te Ezgi ile oturacak bir yer bulduktan sonra Onur’u arayıp yerimizi söylüyorum. Telefondaki ses, mutlu ve pozitif. Bense heyecanlı ve meraklıyım. Günlerdir şarkı ve klibe dair çok şey konuşuldu ama ben, gece hayatının bir numaralı drag queen’i Onur Gökhan Gökçek’in nam-ı diğer Nur Topu Saçan’ın diyeceklerini merak ediyorum.
Onur geliyor, uzun süredir tanışıyor gibi tokalaşıyoruz. Çok rahat, özgüveni tam ve neşeli bir insan var karşımda. Soracak çok sorum var, önce onu, kendinden dinlemek istiyorum. Henüz 28 yaşında, uzun süre bale yapmış. 20 yaşında baleyi bıraktıktan sonra, “Benim için okul gibiydi” dediği Cahide’de çalışmaya başlamış. “Orada drag queen oldum. Kostüm, makyaj, saç ve nasıl şov hazırlandığını öğrendim” diyor. Ardından Love’da çalışmaya başlamış ama bir süre sonra yorulduğunu fark etmiş: “Altı gün çalışıyordum, memur gibi. Uyku, beslenme düzenin, psikolojin değişiyor. Sadece oraya odaklanman gerekiyor. Hiç sosyal hayatım kalmadı. Bir de disiplin isteyen bir şey. Her gün her gün olduğu için bir süre sonra error vermeye başladım. Sonra bıraktım. Şimdi haftada iki gün yapıyorum”.
“Moralim bozuk olduğunda ona göre giyiniyor, makyaj yapıyorum”
Şu an bir yandan İsviçre’de bir gece kulübü ve sirkte çalışmaya devam ediyor. Yakın zamanda, daha ilham verici ve motive edici olduğunu düşündüğü İsviçre’ye temelli gidecek olan Onur’la, birilerini iğneleyen ve bu cesur işin bir başlangıç olduğunu umut eden koyu bir sohbete oturduk.
Eğlence sektöründe her zaman enerjik ve mutlu olma zorunluluğun var mı?
Yok ama aslında var; pozitif olmak zorundasın. Çünkü gecenin gidişatını sen belirliyorsun, oraya insanlar mutlu olmak ve eğlenmek için geliyorlar. Şimdi çalıştığım kulübün yüzüyüm, insanlar geliyor ve bir şekilde benimle iletişimde oluyorlar. Ben onlara pozitif olmazsam, onun bana geri dönüşü de öyle oluyor. Bazen moralim bozuk olduğu ya da iyi hissetmediğim zaman ona göre giyiniyorum, ona göre makyaj yapıyorum. Yani onun personasına girip onu da role çeviriyorum.
Son günlerin en çok konuşulan klibi ‘Ses Etme’nin başlangıç noktası nedir?
Grubun basçısı Umut Arabacı, benim arkadaşım. Umut, “Böyle böyle bir video çekmek ve seni de oynamak istiyoruz” diye yazdı bir gün. Beni grup üyelerine ve yönetmene göstermiş, onlar da beğenmişler. Ben de, “Senaryoyu bana da yollayın, okeylersem neden olmasın” dedim. Sonra buluştuk, tanıştık, beyin fırtınası yaptık, senaryoyu biraz değiştirdik. Sonra da başladık çalışmaya.
“Hep cesur biriydim”
Senaryo şimdikinden çok farklı mıydı?
Aynı gidişattaydı ama biraz daha farklıydı. Onlar çok açık fikirlilerdi. Bu çok güzel, açık fikirli oldukları için çok da kolay oldu aslında. Herkes çok tatlıydı, ben onlarla çalıştığım için inanılmaz memnun kaldım.
Evet gerçekten iyi bir çalışma olmuş. Fakat nefret cinayetlerinin çok fazla yaşandığı bir ülkedeyiz, çok iyi biliyorsun. Video çekiminden önce bir korkun ya da çekincen olmadı mı?
Ben hep cesur biriydim. Hayatımda ne yaparsam yapayım cesaretim her zaman tamdı. Hiç bilmediğim bir işe kalkışırken bile cesurdum. O yüzden pek korktuğum söylenemez, sadece; insanlar böyle bir şey yazıp çizerken kırıcı olabileceklerini kestiremiyorlar. Ben de her şeyi okuyorum bir şekilde. Bu da benim amatörlüğümle alakalı olabilir.
Olumsuz şeyleri kafana mı takıyorsun?
Kafaya takmak değil de, 2016 yılında yaşıyoruz; bir bizim halimize bak, bir dünyanın başka bir ülkesindeki insanların uğraştığı şeylere bak. Ben hayata bir kere geliyorum ve benim sadece bir tane hayatım var. Neden saygı duyulmuyor, neden ben orada değilim de buradayım ve bütün bunlar oluyor? Sadece benim için geçerli değil; bütün arkadaşlarım için, senin için, hepimiz için geçerli bir şey aslında. O yüzden pek korktum denemez.
Bu biraz da sosyal medyanın herkese ‘bahşettiği’ bir durum. Herkes, her konu hakkında yetkili bir merci gibi yorum yapabiliyor.
Herkes bir anda yönetmen, senarist, oyuncu, eleştirmen oldu, muzikolog oldu. Bizim sorunumuz bu bence. Herkes her şeyi çok bildiğini sanıyor fakat kimse bir şey yapmıyor. Zaman zaman ben de bunun gafletine düşüyorum. Madem bu kadar iyi biliyoruz bir şeyleri, bunları internetten konuşmak yerine, bir şeyler yapılsın, sonra da izleyelim, görelim hep birlikte. Genel olarak problemimiz bu.
“Klibi izledikten sonra, ‘şimdi kesin bir şey olacak’ dedim”
Birçok yerde videodaki kişinin ‘trans birey’ olduğu yazıldı. Burada bir düzeltme yapıp kavram karışıklığına açıklık getirmek ister misin?
Evet, videoda bir trans birey görmüyoruz, bir drag queen’in günlük hayatını görüyoruz. Herkes, “Athena videosunda trans birey oynattı” diye yer veriyor. Ben trans değilim eşcinsel erkeğim. Herkes trans birey diye yazdı. Bir drag queen’i benim günlük halimi görüyoruz. Hazırlanıyorum, kıyafetimi giyip çalıştığım yere gidiyorum. Aslında videoyu çekerken korkmadım, sadece bu kadar ses getireceğini düşünmedim. Hepimiz çok şaşırdık. Sanki insanların hiç işi gücü yokmuş gibi buna yoğunlaştılar, biraz ilginç geldi açıkçası. İki günde 1,5 milyon insan izlemiş. Harika bir video çektik. Her şey çok güzel görünüyor, ben çok güzel görünüyorum, vaov nasıl bu kadar güzelim dedim ve çok şaşırdım. İzledikten sonra, şimdi kesin bir şey olacak dedim. Ses getirince de telefonlarım susmamaya başladı.
Videodan sonra inanılmaz yoğun günler geçiriyorsun yani.
Evet, 15 dakikalığına ünlü oldum.
Hiç böyle bir hayalin var mıydı? Bir gün daha çok tanınacağım, çok ünlü olacağım diyor muydun?
Yoktu. Zaten gece hayatında tanınıyorum aslında.
“İstanbul’daki gece hayatına hakimim”
Şimdi daha geniş bir kitleye ulaştın.
Athena çok popüler olduğu için, şimdi onları dinleyen herkes bir şekilde böyle biri olduğunu biliyor. Belki de böyle bir iş ve meslek olduğunu bilmeyenlerin bile bir fikirleri var. Daha fazla ünlü olayım diye bir hayalim hiçbir zaman olmadı. Zaten gece dışarı çıkıyorsanız, mutlaka benimle bir yerde karşılaşırsınız; gece çıkmayı, partilemeyi seven biriyim. İstanbul’daki gece hayatına hakimim, herkesle bir şekilde tanışıyorum.
Tayfun Serttaş, “Zaten Onur kendi hayatını oynamış” demiş. Senin bir günün videodaki gibi mi geçiyor?
Evet, evet. İşe gitmek için evde hazırlanıyorum. Ev arkadaşlarım gelirler; yemek yer, içki içer, müzik dinler, beraber takılırız. Sonra ben hazırlanırım. Bunu mu giysem, onu mu giysem, şunu mu taksam, bunu mu taksam diye sorarım. Her hafta sonu, biz böyle takılıyoruz evde. Kulübe gelenler benimle kulübe gelir. O açıdan benim gerçek hayatım, çalıştığım gece kulübü de orası. Oradaki halim de neredeyse aynı. Orada da insanlarla tanışıyorum, dans ediyorum, fotoğraf çektiriyorum. Gerçek olmayan şey, sonunda başıma gelenler. Orası kurmaca ama bunu da yaşayan insanlar var. Benim hayatım değil ama benim bu videoda olma sebebim aslında bu. Biz o kitleye ulaşmak istiyoruz. Zaten bu videoda vermek istediğimiz mesaj bizim kendi arkadaş çevremiz için değil.
“Hiçbir Onur Haftası etkinliğine katılmıyorum”
Senin çevrendeki insanlar neler söyledi videoyla ilgili?
Yorum yapan insanların birçoğu benim arkadaşım; beni tanıyan, evime girip çıkan; kendilerini entelektüel olarak tanımlayan, kalemleri, dilleri iyi olan insanlar. Bu videoyu Cihangir’de yaşayan, Boğaziçi’nde, Bilgi’de okuyan insanlar ya da orada öğreten insanlar için yapmadım. Zaten o insanlar biliyor bunu. Biz bunun bilincinde ve farkındayız. Bu videoyu Athena’nın ulaşabileceği, girebileceği evler için yaptık. Bunu düşünemiyor olmaları beni üzdü.
Arkadaşım Okan Urun, “Mesela İskenderun’da bir gay hiçbir şey bilmiyor ve senin gibi birini görüyor. Böyle renkli, ışıklı, kostümlü bir gece hayatı… Şu an onun için bir ikon gibisin” dedi. Evet, doğru diyor. Okan bunu söylemeden önce hiç böyle bakmamıştım. Sonra evet, dedim. Bu videoda oynamamın sebebi, tamamen bunun için aslında. Burada aktivizm yapıyorum denemez ama ben, böyle şeylerle aktivistlik yapıyorum. Hiçbir Onur Haftası etkinliğine katılmıyorum.
Neden?
Birbirleriyle kavga ediyorlar ve hiçbir şey yapmıyorlar. Hayatımda bir kere, bundan birkaç sene evvel Onur Haftası etkinliği için beni davet ettiler. Bir toplantıya gittim ve yarım saat kaldım toplantıda. Birbirlerine bağırmaya başladılar. “Kusura bakmayın benim gitmem gerekiyor” deyip oradan çıktım. Birbirlerine bağırmalarının, birbirleriyle anlaşamamalarının, birbirlerinin dinlememelerinin bir manası olamaz çünkü hepsi bir şey yapmaya çalışıyor. O yüzden bugüne kadar Onur Haftası etkinliklerinde yer almadım. Hiçbir şekilde hiçbir şey yapmadım, yapmak da istemiyorum. Zaten bu yüzden birçok şey olamıyor. Orada gerçekten çok tatlı insanlar var.
Ev arkadaşım Görkem Ulumeriç mesela, Onur Haftası için gönüllü olarak çalışıyor; konsolosluklarla görüşüyor, fon, sponsor bulmaya çalışıyor, emniyet müdürlerine, valiliğe kadar gidip izin almaya çalıştı, bu yıl özellikle. İnanılmaz çok çalıştı. Onunla birlikte diğer insanlar da var. Fakat birbirlerini çekememezlikleri, birbirleri hakkında yaptıkları konuşmalar, davranış biçimleri, bunlar beni çok rahatsız ediyor. Ben böyle dünyanın başka yerlerinde de çalıştım. İnsanların birbirine karşı seslerinin yükseldiğini bir kere bile görmedim. En son İsviçre’de bir film festivalinde çalıştım. Parti başlayacak ve iş aksadı; hiç kimse birbirine bağırmadı. İstanbul’da olsa büyük bir kaos çıkmıştı.
“Athena ile çalışmaktan mutluyum”
Athena’nın böyle bir klibi çekme nedenine dair çeşitli çıkarımlar var. Son yıllarda Acun Ilıcalı’nın yarışma programlarında yer almaları, sosyal medyadan dini paylaşımlar yapmaları onları bir tarafta gösteriyor. Bu çalışmanın da sanki günah çıkarmak gibi olduğu konuşuluyor. Sen ne düşünüyorsun?
Athena ile hiçbir ilişkim yok, benim müzik zevkime uymuyorlar ama biliyorum kim olduklarını; Eurovision şarkıları ve başka bildiğim şarkıları var. Yandaş olabilirler veya olmayabilirler. Aslına bakarsanız bu konu hakkında bir şey söylemek de istemiyorum, bana düşmez. Ben sadece böyle bir şeye önayak oldukları için onlarla birlikte çalışmaktan mutluyum, yine olsa yine çalışırım.
Kim attı böyle bir adım Sertab Erener mi, Sezen Aksu mu, Ajda Pekkan mı? Bu söylediğim isimler, Türkiye’de gay ikonları. Eğer yandaşsa da yandaş ama böyle bir adım attı ve böyle bir şey yaptı. Bizim de zaten şu an LGBTİ+ olarak buna ihtiyacımız var. O yüzden ben de onlara inandım. Gelen tepkiler de çok iyi. Herkes inanılmaz beğendi.
Bundan sonra diğer sanatçıların böyle girişimleri olur mu sence?
Umarım olur, bence olmalı. Bizim ihtiyacımız olan şey bu, görünürlük kazanmak. Her şeyin sebebi bu zaten, herkesin yok sayması.
Şimdiye kadar ‘gay ikonu’ olarak görülen isimler, sence neden böyle işler yapmadı, yapmıyor?
Çünkü korkuyorlar. Kaybetme korkuları var ama bilmiyorlar ki, kaybedecek hiçbir şeyleri yok. Şu an elde ettikleri bir şöhret, durdukları bir çizgi var ve bunu kaybetmekten korkuyorlar. Türkiye’de ben bir şey kaybedebileceklerine inanmıyorum. Ajda Pekkan, Hande Yener ya da diğer isimler böyle bir şey yapsalar, insanlar buna bir kere, iki kere tepki gösterirler; üçüncüsünde göstermez, kabul ederler. Bizim ülkemizde insanlar kabulleniyor her şeyi ne yazık ki. Her şeyi kabullendikleri için de çok zor değil. Fakat onlar bunu göze alamıyorlar, göze alamadıkları için de böyle şeyler oluyor.
“Türkiye’de bazı şeyleri ancak bu yolla anlatabiliyorsunuz”
Videoyla ilgili Athena tarafında çeşitli eleştiri ve iddialar var; videonun çalıntı veya esinlenilmiş olduğuna dair. Ne düşünüyorsun?
Dünyanın neresinde bir drag queen’in hayatıyla ilgili bir şey çekmeye kalksan ancak bu kadar bir şey çekebilirsin. Çekim stili de sana kalmıştır. Bunun gibi milyonlarca video bulabilirsin. O yüzden onlar istediği kadar çalıntı deyip kendilerini paralasınlar.
Bazı eleştiriler arasında, videonun sonundaki sahneyi kastederek “Hiçbir drag queen’in annesi böyle davranmaz” dediler. Öyle mi?
Kim bilir, davranır da yani. Oradaki figür, anne de olabilir. Bizim öyle komün yaşayan lubunyaların evinde her zaman öyle biri vardır. Çekip çevirir yemek yapar, paraya ihtiyacı vardır orada kalır, başın sıkıştığı zaman ona dert yanarsın. Biz ona ‘domez’ deriz ve öyle biri vardır. Öz annen olmasına gerek yok, yeri geldiğinde anne dersin ona.
“Sonunda dayak yememeliydi, keşke hep eğlendirseydi” diyenler var.
Tartışmaya çok açık. Keşke bence de dayak yemeseydi, başka bir sonuca da bağlanabilirdi evet ama Türkiye’de bazı şeyleri, insanlara ancak bu yolla anlatabiliyorsunuz. Biz zaten bunu hep yaşıyoruz, ben yaşamasam da arkadaşım yaşıyor. Yakılarak öldürülen Hande Kader benim birkaç sokak arkamda oturuyordu. Biz bunu Türkiye’de toplumun diğer kesimlerine anlatmak, homofobi ve transfobi yaşayan insanlara göstermek için yaptık. Onlar da o yüzden konuşmaya devam etsinler. Umarım anlarlar.
“Ülkede olan şeyler motivasyonumu düşürüyor”
YouTube’ta yorum kısmının kapalı olması sence doğru mu?
Açıkçası ben olsam ben de kapatırdım. Çünkü biz burada zaten nefreti ve fobiyi anlatıyoruz. Video bunu anlatırken, milyonlarca insan nefretini kusacaktı oraya. Bence hiç gerek yoktu.
Bundan sonraki planların neler?
Planım buradan gitmek. İsviçre’de bir gece kulübü ve sirkte çalışıyorum, oraya yerleşeceğim. İş oldukça tatile filan gelirim. Burada yapamıyorum.
Burada yapamamanın en büyük sebebi nedir?
Türkiye’nin içinde bulunduğu negatiflik. Benim çok motivasyonumu düşürüyor, ülkede olan şeyler. İnancımı bir şekilde yitiriyorum.
Sence bu video sonrasında bir bilinç oluşacak mı?
Bir bilinç oluştu bile bence. Bazı şeyler okudum; “Kendimden utandım”, “Beni çok etkiledi, şu an tamamen farklı bakıyorum” diyenler var. Çünkü milyon tıklanmış. Bu kadar insan tıklayıp izliyorsa, yüzde 5 bile bir bilinç oluşsa, bir şeydir.
Bu röportaj Ekim 2016’da Zero İstanbul‘da yayımlanmıştır.