Çocuk ve gençlik edebiyatı yayımlayan yayınevleriyle söyleşilerim devam ediyor. Serinin ikinci yayınevi; abm Yayınevi. 2013 yılında yola çıkan yayınevinin Genel Yayın Yönetmeni Çağla Acar, “Çocuklara; doğar doğmaz, tür ayrımına gidilmeksizin her şeyin okunabileceğini düşünüyorum” diyor.
abm Yayınevi’nin hikayesini dinleyebilir miyiz?
abm yayınevi, çocuk ve ilk gençlik kitaplarıyla 2013 yılında yayıncılık hayatına başladı. Çocukların hayal gücünü geliştirmeye öncelik veren yayınevimizin hedefi; yaratıcı, evrensel, genel geçer etik değerlere sahip çıkan, bağımsız ve tarafsız, kaliteli yayınları çocuklar ve gençlerle buluşturmak. Kurulduğumuz günden beri “Her Kitapta Yeni Bir Sen” diyerek birçok çocuk ve genç okura ulaşmak hedefindeyiz.
“Çocuğun birey olarak algılanması, çocuk edebiyatının ivme kazanmasında etkili oldu”
Yayıncılık hayatınızda ön plana aldığınız kriterler neler?
Hayal gücü ve yaratıcılığı destekleyen bir yayın seçkisi oluşturmaya özen gösteriyoruz. Hayal kurmanın ve yaratıcılığın sınırlarının olmadığını ve kalıplaşmamış çocuk zihninde bu unsurların desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz ve bunu yayınlarımıza da yansıtıyoruz. Didaktik üsluptan uzak, akıcı bir dil kullanmak önem verdiğimiz konuların başında geliyor. Diğer önem verdiğimiz kriterler ise; resimleme ve tasarım. Özellikle okulöncesi dönemde çizimler çocuk ve kitap arasındaki bağı kuvvetlendiriyor. Bu sebeple yayınlarımızda resimleme ve tasarıma da ayrıca önem veriyoruz.
Çocuk edebiyatının son 10 yılda epey geliştiğini söyleyebiliriz. Sizce bunun sebebi nedir?
Çocuğun bir birey olarak algılanması, toplumda öncelik sahibi olması ve kitabın çocuk gelişimindeki etkisinin farkına varılması çocuk edebiyatının ivme kazanmasında büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, yayıncılarının dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmesi ve ebeveynlerin bilinçlenmesinin de bu gelişmeye katkısı olduğu kanaatindeyim.
Çocuk edebiyatına olan ilginin artması ile eserlerin niteliğinde sizce ne gibi değişimler oldu?
Çocuk kitaplarına olan ilginin artması olumlu yönde bir çeşitliliği de beraberinde getirdi. Bu çeşitlilik hem konu hem de yaş grubu olarak okura geniş bir seçim hakkı veriyor. Günümüzde okurun taleplerine yönelik hemen hemen her konuya cevap veren kitaplar var. Bu durum okurla kitap arasındaki bağın kuvvetlenmesini sağlıyor.
“Okul öncesi kitaplarda renkler, çizimler ön planda”
Çocukların bir kitabı sevmesi için o kitabın ne gibi özelliklere sahip olması gerekiyor?
Bu sorunun genel bir cevabı yok aslında. Her çocukta bu durum farklılık gösterebilir ama şöyle bir ayrım yapabiliriz; okul öncesi kitaplarda renkler, çizimler ve basit, anlaşılır dil daha ön plandayken; okuma kitaplarında ise bunlara ek olarak, kurgudaki tutarlılık, bütünlük, akıcılık ve didaktik olmayan dil daha ön plandadır.
Çocuklara erken yaşta okuma alışkanlığı kazandırmak için neler yapılmalı?
Çocuklara; doğar doğmaz, tür ayrımına gidilmeksizin her şeyin okunabileceğini düşünüyorum. Zaman ilerledikçe kartlarla, kısa hikayelerle, hareketli kitaplarla okuma eylemi de desteklenebilir. Okuma yaparken kitaptaki karakteri seslendirebilir, çizimler üzerinden başka hikayeler yaratabilir, çocuğun ilgisini daha da çekebilirsiniz. Bütün bunları okuma eyleminin destekleyici bir parçası olarak değerlendirebiliriz.
“Kitap okumayı sevmeyen çocuk yoktur, yanlış kitap seçimi vardır”
Ebeveynler çocuklarına kitap seçerken nelere dikkat etmelidir?
Çocuğun yaşı ve ilgi alanları, kitap seçerken ebeveynlerin en çok dikkat etmesi gereken iki unsurdur. Ebeveynlerin çocuklarının ilgi alanlarını çok iyi tespit etmeleri gerekir. Çocukların bu alanlara ait ilgisini ve merakını seçecekleri kitaplarla da desteklemeleri gerekiyor. Bazen ebeveynler kendi beğenileri doğrultusunda kitap seçimi yapabiliyorlar ya da çocuklarının yaşına uygun olmayan kitaplar seçebiliyorlar. Sonrasında ise çocuğumuz kitap okumayı sevmedi, diyebiliyorlar. Bu önyargıdan kaçınmaları gerektiğini düşünüyorum. Kitap okumayı sevmeyen çocuk yoktur, yanlış kitap seçimi vardır diye düşünüyor, ebeveynlerin doğru kitabı bulana kadar asla pes etmemelerini tavsiye ediyorum.
Çocuk kitaplarını yetişkin kitaplarından ayıran en önemli farklar nelerdir?
Bakmak ve görmek arasındaki fark gibidir, çocuk kitaplarıyla yetişkin kitapları arasındaki ilişki. Çocukların kalıplaşmış bir düşünce yapısı olmadığı için kitapta işlenen konuyu hiçbir etki altında kalmadan özgürce içselleştirebiliyor, diledikleri gibi algılayabiliyor; hayal dünyalarının kapılarını sonuna kadar açabiliyorlar.
Özellikle belli bir yaşa kadar hikayeden çok görsellik çocuklar için daha dikkat çekici. Siz bu çizimlerde nelere dikkat ediyorsunuz?
Kitaplardaki çizimlerde her yaş grubu için dikkate aldığımız farklı noktalar var. Ama yaş grubu ayırt etmeksizin, metin ve çizim uyumuna çok önem veriyoruz. Bu tarz kitaplarda metinler kısa olduğu için çizimlerin bol detaylı, metni tamamlayıcı ve destekleyici olmasını özellikle önemsiyoruz.
Ana fotoğraf: Unsplash