İstanbul Tiyatro Festivali, 3 Mayıs’ta başladı. 28 Mayıs’a dek sürecek festivalle ilgili ArtUnlimited dergisi için yaptığım haberde basılı yayının güzelliği diyebileceğim yer kısıtlamasından, söyleşilerin bazı önemli sözlerini atmak zorunda kaldık. Bu nedenle, konuştuğum isimlerin değerli cümleleri bende kalsın istemedim. Söyleşilerin tamamını her gün, festival süresince burada yayınlayacağım. İlk ekibimiz birçok oyunuyla ses getiren ve bağımsız tiyatro topluluklarının öncülerinden diyebileceğimiz İkincikat. Ekip, festivale ‘Vibratör Oyunu’ ile katılıyor. Yönetmen Eyüp Emre Uçaray ve yönetmen yardımcısı Dilek Tora’nın festivale dair hisleri…
Festival için hazırladığınız oyundan bahseder misiniz?
Oyunumuz Sarah Ruhl’un Tony Ödülleri’ne aday olmuş ve birçok ülkede sahnelenen ‘Vibratör Oyunu’. Oyun 1880 yılında idealist doktor Givings’in kadınlardaki histeri hastalığını tedavi etmek için vibratörü icat etmesini konu alıyor.
Neden bu oyunu seçtiniz?
Son birkaç yıldır yerli metinlere öncelik veriyorduk ama bizim için özel olan metinler olduğunda da sahnelemek istiyorduk. ‘Kabileler’ ve ‘Vibratör Oyunu’ bu anlamda bizim için iki önemli oyun. İki oyunda güncelliğini koruyan oyunlar. ‘Kabileler’i sezon oyumuz olarak sahneledik. ‘Vibratör Oyunu’nu da festivale hazırladık.
“Kadınların tabularını provakatif dille anlatıyor”
Oyununuzun en iddialı yanı nedir?
Oyun bir dönem hikayesi. Viktoryan dönemi Amerikası’nda geçiyor. Oyuna baktığımız zaman, hangi zamanda olursa olsun kadın sorunları hep aynı. Bu oyunu seçmemizdeki en büyük etken günümüz Türkiyesi’ndeki kadınların durumlarıyla çok benzerlikler gösteriyor olması. O dönemde de cinsellik bir tabu, günümüz Türk kadını için hala bir tabu. ‘Vibratör Oyunu’ kadınların bu tabularını provakatif bir dille anlatıyor.
Festivale oyun çalışmanın nasıl bir farkı var?
Festivale oyun çalışmanın zaman açısından bir farkı var öncelikle. Önünüzde yetiştirmeniz gereken bir tarih var ve bu durum aslında daha sıkı bir takım olmanızı sağlıyor. Her sabah büyük bir disiplinde çalışmaya başlıyoruz. Çünkü büyük gün için hızla akan bir zaman var.
İstanbul Tiyatro Festivali’nin sizin için önemi nedir?
Her şeyden önce uluslararası bir festivalde prömiyer yapmak ekip adına gurur verici bir durum. Festival sayesinde daha fazla tiyatrosevere ulaşma şansınız oluyor.
10, 11 Mayıs / Caddebostan Kültür Merkezi / 20.30
19, 20 Mayıs / İkincikat Karaköy / 20.30
Yazan: Sarah Ruhl
Çeviren: Haydar Köyel
Yöneten: Eyüp Emre Uçaray
Yardımcı Yönetmen: Dilek Tora
Dramaturji: Oğuz Arıcı
Hareket Eğitimi: Güray Dinçol
Müzik: Eda Er
Danışman: Sibel Karadağ
Dekor Tasarımı: Cihan Aşar
Kostüm: Hilal Polat
Reji Asistanları: Neslihan Muğul, Mehmet Dinler
Oynayanlar: Mehmet Bilge Aslan, Heves Duygu Tüzün, İpek Banu Kılar, Güçlü Yalçıner, Eda Çatalçam, Banu Çiçek Barutçugil, Murat Mahmutyazıcıoğlu
140 dakika, 2 perde