2011’in festival açılışını Freshtival’la yaptık. Sağanak yağmur gösteriyordu ama hiçbir şey engel olamazdı elbet, olamadı da, ki yağmur filan da yağmadı. Taksim’den aldığımız Starbucks kahvelerimizle -zira hava soğuktu, gidene kadar ısınalım ve açılalım dedik- Maçka’ya doğru indik dostum Duygu ile. Küçükçiftlik Park’a yaklaşırken Can Bonomo “Şaşkın”ı söylüyordu. Alana girdik, biraz dolandık, arkadaşları gördük. Koray Caner (Blogger), Iconjane (Blogger), Begüm Özpınar (Vogue fotoğrafçısı), Hasan Köseoğlu (DJ), Barış Akpolat (Hürriyet Yazarı), Emre Erbirer (İKSV Sosyal Medya Sorumlusu-Blogger), Şehnaz Aygül (Radio Eksen DJ’i), Sadi Tekin (İllüstrator-Çizer), Sarp Dakni (DJ-Müzik İnsanı) ve uzun zamandır internet üzerinden konuştuğum, yüz yüze sohbet etmeyi dört gözle beklediğim Zülal Kalkandelen (Gazeteci-Müzik Yazarı)…
Girer girmez elimize tutuşturulan Fresh News gazetesi şahaneydi! Şöyle bir göz atmış olmalıyım ki, Emre’yi (Erbirer) görünce “Sen de varsın gazetede!” demez mi! Bir baktım gelmeden attığım tweet’le gazeteye konu olmuşum! 🙂 Hoşuma gitti. Ayrıca bu gazete gün boyu 5 baskı yapmış, boşuna adı Fresh News değil yani!
İçeceklerimizi alıp Crystal Fighters’ı dinlemeye başladık. Gelirken tarzlarına kulak kabartmıştım fakat sahnede çok daha iyilerdi! Önyargım yıkıldı 🙂 Festivalin asıl yıldızı Işıl Kılkış‘ı gördüm bir ara, süper eğleniyordu! Bir teşekkür de ona gitsin buradan, ellerinize sağlık! Pozitif’e ve Pro İletişim’e bravo!
Bir de festival insanları çimlere yayıldığından sahne önünde çok az insan vardı. Dream TV’nin yayın yönetmeni Şafak Ongan’ı gördüm, kızıyla gelmişti ve çok kez sahneyi çeken teknik ekipmanın önünden izliyordu. İtiraf etmeliyim ki her müzik insanı sahne önünden dinlemiyordu. Çoğunu arkalarda sohbet ederken gördüm. Asıl sürekli hareket halinde gördüğüm Zülal Kalkandelen‘in, Freshtival yazısını çok merak ediyorum. Gerçi Leftfield’ı çok beğendiğini Twitter’dan duydum 🙂
2011 Freshtival benim anılarıma Noisettes performansıyla yerleşecek. Konser sona erdiğinde hala o muhteşem sesi canlı dinlemenin büyüsü vardı üzerimde. Türkiye’deki performanslarla karşılaştırıldığında çok çok iyiydi tabii. Zira bizde henüz gerçekten iyi dans ederek ‘çok iyi’ şarkı söyleyebilen henüz yok. Daha doğrusu dans edip şarkı söyleyen var da, o şarkı söyleyen kişinin sesi güzel değil!
Festivallerin vazgeçilmez tuvalet kuyruğundan Freshtival’de eser yoktu. Bu da önemli bir detay, kaçmasın dedim. Bir de festivalle şahane sanat olayları da vardı ama hem alana geç gitmenin hem de Noisettes’in etkisiyle onlarla ilgilenemediğimi fark ettim. Demem o ki, Freshtival’e seneye erken gidile! Şimdi festivalden videolar…
Atticus‘u yağmur altında dinleyeceğimi tahmin ederken, yağmur direndi ve minicik çiseledi gün içinde. Ve tahmin ettiğim üzere, Shingai Shoniwa sahnenin ‘normal’ bir yerinde söylemedi. Tırmandı ve o an unutulamayacaklarıma girdi şimdiden. Gelemeyen, kaçıranlar için de mini bir video, işte böyle:
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=2fRqwkB3euw]
Ve işte mutlu son! Seyirci arasına kaynayan Shingai‘ye doğru nasıl ilerlediğimi bilmiyorum. Dokunacak kadar yakın söyledi “Never Forget You” şarkısını. Yine mini bir video çekmeyi ihmal etmedim.
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=9WFau5MQlzk]
Son olarak eklemeliyim ki, geçen hafta “Tiyatroya gidin, üşenmeyin!” demiştim. Bugün de “Festivallere gidin!” diyeceğim. Demek kolay ama misal Freshtival bu yıl 33.50 TL idi ve bu paraya kesinlikle değecek kadar iyi işledi organizasyon. Sevdiğiniz grup olsun ya da olmasın, çimenlere yatıp negatif enerjiyi göndermek, bu çekilmez şehirde bir miktar da olsa iyi hissetmek ve çoğu zaman iyi müzik dinlemek için başka fırsatınız olmayabilir… Sırada Amy Winehouse var, o konser içinse heyecan dorukta!
bon mod'dan neden bahsedilmiyor? 🙂
Çünkü Bon Mod'u çok izlemek istememe rağmen kaçırdım 🙁 Ama bir performanslarını izleyip yazacağım söz! 🙂
Bir dahaki sefere tanışırz artık rastlaşmadık:) Noisettes muhteşemdi.