Dünyada 52 farklı şehirde taciz olaylarına dur demek için kurulan Hollaback, İstanbul ayağı “Canımız Sokakta” ile İstanbul’un taciz haritasını çıkardı. Canımız Sokakta projesini, projenin hukuk danışmanı Nihan Güneli ve program direktörü Ezgi Çinçin ile konuştuk.
Sokağa çıktığımız an başımıza gelecek felaketleri saymakla bitmez. Bu konulardan sadece biri ise sokakta tacize uğramak. Geçtiğimiz yıl İstanbul’da yaşayan Amerikalı Kacie Lyn Kocher tarafından kurulan Canımız Sokakta projesi, tacize uğrayan insanların blog üzerinden hikayelerini paylaşmalarını istiyor. Amaç, tacizi olabildiğince azaltmak.
Hollaback! isimli bu oluşumun ilkini, üç erkek dört kadın 2005 yılında New York’ta kuruyor. Gördükleri taciz olaylarına sessiz kalmamak için bir blog üzerinden başlayan bu hareket, gün geçtikçe tüm dünyaya yayılıyor ve şu an 52 farklı şehirde, Hollaback! kolları kurulmuş durumda.
İstanbul’da da http://istanbul.ihollaback.org/ üzerinden yürüyen projenin direktörü Ezgi Çinçin, blog üzerinden paylaşılan taciz hikayelerinin çoğunlukla İstanbul’da yaşayan yabancılar tarafından olduğunu söylüyor. Tacizin yaşandığı semt, harita üzerinden işaretleniyor. Bu işaretlemeler bir yıl içinde birikerek, İstanbul’un taciz haritasının çıkmasını sağladı.
İstanbul’da, turistin yoğun olduğu Beşiktaş, Cihangir, Sultanahmet, Taksim gibi semtlerde tacizin yoğun olarak yaşandığı görülüyor. Fakat bu semtlerin dışında kalan yerlerde tacizin yaşanmadığı anlamına gelmediğini projenin hukuk danışmanı Nihan Güneli şöyle anlatıyor: “Cihangir’de çok taciz oluyor da Ümraniye’de hiç olmuyor gibi bir durum yok. Semtleri tacizi yaşayan kişiler işaretledikleri için turist popülasyonunun yoğun olduğu yerler diyebiliyoruz sadece.”
Asıl oluşturmaya çalıştıkları şeyin birbirini anlayabilen insanları bir araya getirmek olduğunu söyleyen Güneli, tacizin illa fiziksel olmak zorunda olmadığını söylüyor, “Taciz dediğin şey senin rahatsız olduğun ve maruz kalmak istemediğin her şey olabilir. Mini etekli bir kıza adamın gidip “Oh yavrum” demesi de taciz, kapalı bir kadına yaşlı teyzenin, ‘Sen niye takıyorsun bu türbanı, çıkarsana yüzün çok güzel” demesi de taciz.” Mini eteğe yenilen lafla türbanlının niye türban takıyorsun lafı arasında taciz mantığı açısından hiçbir fark olmadığını söylüyor Güneli, “Biz bunu aynı şekilde değerlendiriyoruz.”
Bir erkeğin bir kadını taciz etmeden nasıl tanışabileceğini soruyorum Ezgi Çinçin’e, şöyle cevaplıyor: “Biri gelip bana, ‘merhaba kahve içelim mi, tanışalım mı?’ dediğinde, istiyorsam ‘evet’ derim, istemiyorsam ‘teşekkür ederim’ derim ve ayrılırız. Bu taciz değil mesela, burada insan gibi ilişki var.”
İnsanların henüz neyin taciz olup olmadığını bilmedikleri konusunda da hemfikirler. Güneli, bir hareketin kişiye rahatsızlık verme noktasından itibaren tacize girdiğini söylüyor ve esprili bir şekilde ekliyor: “Yoksa biz de erkekler bizle gelip konuşmasın, hepsi taciz ediliyoruz demiyoruz. Adam sana gelip senin duymak istemeyeceğin, bir şey söyleyip bunu uzatıyorsa bu bir tacizdir. Ben tanımadığım bir adamın bana iltifat etmesini istemiyorum. O adam ondan hoşlanıyor olabilir ama ben hoşlanmıyorum.”
Projenin asıl amacı, taciz kavramını tam olarak insanlara anlatmak, taciz edilen ve eden tarafında bu bilincin yerleşmesi. Onlar da bu konuda gerçekçiler, “Elbette taciz bitmeyecek ya da insanlar evet biz ders aldık demeyecekler ama üç kişi, beş kişi duysa diğerlerine destek olmaya başlayacak. Bu olduktan sonra da tacizci utanacak ve kendini eskisi gibi güçlü hissedemeyecek.”
Ağırlıklı olarak kadınların tacize uğradığını ama her yaştan, her kesimden insanın tacize maruz kaldığını anlatıyor Nihan Güneli. “Bunun dışında translara aşırı derecede taciz var, gaylere aynı şekilde. Sokakta yürüyemiyorlar. Biz bunların hepsini kapsayan bir proje yapıyoruz. Ama ne yazık ki, kadınlar da erkeklere bir noktada tacizde bulunuyorlardır ama erkeğin oranı o kadar yüksek ki, erkek herkese tacizde bulunuyor.” Taciz meselesinin aslında bir güç meselesi olduğunu söylüyor Güneli, “Güçlü olan güçsüz olanı eziyor, korkutuyor, onu rahatsız ediyor. Sahip olduğu gücü istismar ediyor. Biz bu güç dengesini kırmak istiyoruz. Tacizde güç dengesizliği var.”
Son olarak bir çağrıda bulunuyorlar: “İnsanlardan destek bekliyoruz. Bu gönüllü bir hareket ve birçok konuda desteğe ihtiyacımız var. Çeviri, organizasyon, web designer, araştırma, psikoloji ve hukuk konusundaki her türlü desteğe açığız.”
“Kadınların yalnız hissetmesini engelliyoruz”
Türk kadınının, yabancı kadınlara göre daha az paylaşımcı olduğunu söyleyen Nihan Güneli, kendimizi suçladığımız için bunu çevremizle paylaşamıyoruz diyor. “Okumuş etmiş, belli bir sosyal statüde olan insanlarız, Ümraniye’de yaşayan bir genç kızın bunu ailesiyle paylaşma ihtimali yok çünkü onu suçlayacaklar. Biz bunu kırmaya çalışıyoruz. Benim bu organizasyonda bulunmamdaki en büyük amaç, kadınların yalnız hissetmelerini engellemek. Çünkü değiliz.”
Tacizi yapan kişinin hatası olduğunu ve kadınların kötü hissetmemesi gerektiğini söylüyor Ezgi Çinçin. Bunu yapmalarına engel olmayı hedefliyorlar: “Bu normal bir şey değil, bunu normalleştirmekten vazgeçmeliyiz. Söylemeye çalıştığımız asıl mesaj bu. Taciz normal değil, lütfen bunu kabullenmeyin, lütfen buna karşı ses çıkartın ve artık harekete geçin!”
“Canımız Sokakta” projesine destek vermek hiç de zor değil. Onlarla birlikte sokaklara dökülmenize gerek yok. Sadece hikayenizi paylaşmanızı istiyorlar. Başka bir yardım yolu da var elbette, tacize uğrayan birini gördüğünüzde yardımına gitmeniz de bu projeye destek vermeniz anlamına geliyor. Çinçin yapılabilecek çok basit şeyler olduğunu söylüyor: “Taciz eden kişiyi gidin oyalayın ya da tacize uğrayan kişinin yanına gidip ‘İyi misin?’ diye sorun.”
İlla gelin bizimle sokaklara dökülün değil, sadece hikayenizi paylaşın. Tacize uğrayan birini gördüğünüzde yardımına gidin, iyi misin deyin, saati sorun, aklını karıştırın, tacizcinin aklını karıştırın, bir şey yapın sadece, ona destek olun.
Tacize uğradığınızda bunları yapın!
Aşırı tepki vermeyin.
Soğukkanlı olun
Asla küfretmeyin.
Kararlı bir şekilde cevap verin.
“Bunu yapmandan hoşlanmıyorum” deyin.
Konuşmayı çok uzatmayın.
Net ve kısa cümleler kullanın.
“Canımız Sokakta”nın diğer projeleri
Üniversite etkinlikleri, seminerler, workshop’lar düzenliyorlar. Bu bir güç hikayesi olduğu için, kadınları toplum içinde nasıl güçlendirebilecekleri üzerine kafa yoruyorlar. 9 Kasım’da Fatih Üniversitesi’nde birçok kadın liderin katıldığı ve sadece kadın öğrencilerin katılacağı bir seminer düzenlenecek. Amaç, kadın öğrencilere iş hayatında onları güçlendirecek, profesyonel hayata ilişkin bilgiler vermek.
Dream Tree ile birlikte bir sanat gecesi düzenlemeyi planlıyorlar. Şiddete ve tacizin her formuna karşı çıkmayı hedefleyen bir gece olacak. Sanat yapan katılımcılara açık bir gece. İsteyen şarkı söyleyebilir, şiir okuyabilir, performans sergileyebilir.
“Arkanı Kolluyorum” Projesi
Haritada tacize uğrayan yerler pembeyle işaretleniyor. Yeşil noktalar ise, insanların birbirlerinin arkalarını kolladığı noktalar. Diyelim İstiklal’de yürüyorumdur, tacize uğramışımdır, biri gelip bana destek çıkmıştır. Bu bir yeşil nokta bizim için, kurtarılmış nokta. Onu da haritamızda işaretliyoruz. Asıl amacımız bütün pembe noktaların kaybolması, yeşil noktaların artması. Bu kampanya ile ilgili bir video çektik, bu video da kampanyanın ilk hareketiydi. Filmle beraber çalışmaları, banner’lar, tanıtımlar projeye devam ediyoruz.
İnternet sitemize yeşil bir buton ekledik. Paylaşılan hikayelerimizin altında yeşil butonumuz var, ona tıkladığınızda “arkandayım sana destek oluyorum” diyor. Günün sonunda hikayesini paylaşan kişi bir mail alıyor bizden: Bugün 10 kişi senin arkandaydı. Bu, insanlara güzel bir destek oluyor. İnsanların okuduğunu, ona destek olduğunu gösteriyoruz.
Bu haberin bir kısmı 8-21 Kasım tarihli Aktüel dergisinde yayınlanmıştır.