Özellikle dört yılda iptal edilen festival ve konserin sayısını hatırlamıyorum. Kültür-sanat etkinlikleri böylesine azalmışken şimdi yeni bir festival haberi hepimizi heyecanlandırabilir: Trakya Fest. DEVAMINI OKU
Özellikle dört yılda iptal edilen festival ve konserin sayısını hatırlamıyorum. Kültür-sanat etkinlikleri böylesine azalmışken şimdi yeni bir festival haberi hepimizi heyecanlandırabilir: Trakya Fest. DEVAMINI OKU
Kaleminden her çıkanı heyecanla beklediğim bir isim, Ceren Ercan. Ercan, yeni topluluğu Platform’un ilk oyunu Köpeklerin İsyan Günü ile İstanbul Tiyatro Festivali’nde sahnede. Lizbon Şehir Tiyatrosu’nun dramaturjisini beğenerek prodüksiyonuna ortak olduğu ‘Köpeklerin İsyan Günü’nü “Bugünü anlamam için bir imkan” diye yorumlayan oyunun yazarı Ceren Ercan ve yönetmeni Mark Levitas’la konuştuk. DEVAMINI OKU
Türkiye’nin en başarılı animasyon şirketi olan ve bayılarak takip ettiğimiz karakterlerin yaratıcısı Anima’nın yönetmeni Turgut Akaçık büyük bir başarıya imza attı. Akaçık, kısa filmi “Don’t Go! / Pinky” ile 50. Annecy Uluslararası Animasyon Filmleri Festivali’nden Distinction ex æquo (jüri mansiyon) ve Junior Jury ödülleriyle döndü. Animasyonu çok severim. Animasyon filmlerine ve karakter tasarımlarına fazlaca ilgim var, bu konuya eğilmeyi uzun zamandır istiyorum fakat bir türlü kısmet olmuyor. Böyle bir haber gelmişken de paylaşmadan edemedim. Animasyonun ülkemizde pek parlak olduğu söylenemez, o yüzden bu başarının duyurulması benim için çok önemli.
Filmdeki Pinky karakterinin yaratıcısı da şimdiye kadar birçok karakter tasarımına imza atan Nermin Er. Nermin’le daha önce geçtiğimiz yıl Galeri Nev’de açtığı ‘Orman’ isimli sergisi için biraraya gelmiş, röportaj yapmıştık. O zaman da yaptığı işlere hayran kalmıştım.
“Don’t Go!”daki Pinky tasarımı da Nermin Er’e ait. Filmin en büyük özelliği ise, dünyanın en büyük animasyon festivali olan Annecy Uluslararası Animasyon Film Festivali’nde yarışan ve ödül kazanan ilk Türk filmi olması.
67 ülkeden 1940 başvurunun yapıldığı festivalde “Don’t Go!” yarışmaya seçilen 39 kısa filmden biri oldu. Kısa Film Jürisi Walt Disney’in yönetmenlerinden John Musker (The Little Mermaid, Aladdin, The Princess and the Frog.), Fransız yönetmen Patrice Leconte (French Fried Vacation, Tandem, Monsieur Hire, The Hairdresser’s Husband, Ridicule, Girl on the Bridge, The Widow of Saint-Pierre, The Man on the Train, Intimate Strangers, Confidences trop intimes and My Best Friend.) ve Japonya’nın ve Asya’nın en büyük animasyon festivali olan Hiroshima Animasyon Festivali kurucusu ve başkanı Sayoko Kinoshita’dan (Made in Japan (1972), Japonese (1977), Pica Don (1978) and The Last Air Raid Kumagaya (1993). Ryukyu Okoku – Made in Okinawa gibi kısa belgesel animasyonların yönetmeni) oluşuyordu. Jüri Don’t Go’yu kısa film alanında verilen 6 ödülden 2’sine layık gördü.
50. Annecy Animasyon Film Festivali’nde metrelerce film gösterildi, yoğun ve süprizli geçen 6 günün sonunda ödül gecesi de heyecanlı geçti. Cannes’dan sonra Fransa’nın en önemli ikinci festivali ve dünyada animasyona adanan en büyük etkinlik olan Annecy, hem dünyanın dört bir tarafından animasyon filmlerini biraraya getiriyor hem de animasyon için dev bir market işlevi görüyor. 50. yılı şerefine festival programı bu sene her zamankinden de zengindi. Büyük ödülleri Wes Anderson’ın Fantastik Mr Fox/Yaman Tilki, ve Andrew Ruhemann ve Shaun Tan’ın The Lost Thing isimli filmleri aldı. Yarışma filmleri dışında festival Despicable Me, Pixar’ın yeni kısa filmi Day & Night gibi filmlerinin galaları, Walt Disney’in Princess and the Frog / Prenses ve Kurbağa’sı gibi filmlerin gösterimleri, yönetmen söyleşileri ve atölyelerle zengin bir program sundu.
Turgut Akaçık kimdir?
Turgut Akaçık 1980 yılında İstanbul’da doğdu. Lisede heykel bölümünde okuyan Akaçık o sıralarda stopmotion animasyonla ilgilenmeye başladı. Anima’da yaptığı staj sırasında kariyerine animatör olarak devam etmek istediğine karar verdi. Anadolu Üniversitesi’nde Çizgi Film ve Animasyon Bölümü’nde eğitimini tamamladı. Anima’da sırasıyla karakter animatörü, şef animatör ve yönetmen olarak çalışmalarını sürdürdü. Geçtiğimiz sene bir de Kristal Elma ile ödüllendirilen Turgut Akaçık hem animasyona hem de film çekmeye devam ediyor.
1995 yılında kurulan anima, Türkiye’nin en büyük animasyon stüdyosudur. Karakter tasarım ve karakter animasyonu konusunda uzmanlaşan anima, bugünlerde daha çok CG filmler yapmakla brilikte stopmotion, çizgi film ve kukla filmler de üretmektedir. Türkiye’nin iyi tanıdığı Çelik, Aslan Max, Pınar Kuklalar gibi pek çok karakter anima’da yaratıldı.
Don’t Go
Süre: 3’ 51”
Hani gözlerinizi kocaman açsanız da göremediğiniz şeyler vardır ya… Bazen kedinizin en iyi oyun arkadaşı olurlar!
Yönetmen: Turgut Akaçık
Prodüksiyon Şirketi: ANIMA
Karakter Tasarımı: Nermin Er
Sanat Yönetmeni: Melis Seylan
Senaryo: Turgut Akaçık
Grafik: Melis Seylan
Storyboard: Ahmet Tabak
Animasyon: Turgut Akaçık
Kamera: Turgut Akaçık
Compositing: Koray Güzey, İlhan Poyraz
Müzik: “Don’t Go”, Yazoo, “Invisible”, Fisher Spooner
Ses: Ozan Kurtulus
Montaj: Turgut Akaçık
Teknik: 3D, live action
Yaz geldi. Festivaller de geldi. En eğlencelisi, en heyecanlandıranı yarın başlıyor. Efes Pilsen One Love bu yıl 9. kez şehrimize şahane isimler getiriyor. Santralistanbul’da olacak festival için mini bir şehir düzenlenmiş adeta.
Festival gelmeden konuşulmaya başlanan ‘Hayati’ meselesi hakkında çok fazla konuşmayacağım. Fakat kesinlikle Efes’in bu düşünceyi oluştururkenki amaçlarının sadece ‘eğlence’ olduğunu ve ardında hiçbir kötü niyet aranmaması gerektiğini düşünüyorum. Zira kendileri de buna benzer bir açıklama yaptılar ve yanlış anlamaları önlemek adına da bu uygulamayı bu sene festivalden kaldırdılar.
Neyse biz gelelim One Love’ın bu yılki misafirlerine.
En başta saymamız gereken isim tabi ki Groove Armada. Dans müziğinin öncülerinden olan gruptan sonra heyecanla beklediğim diğer isim ise Fischerspooner! Genel olarak eğlenceli geçeceğinden eminim. Festival sonrası izlenimler de burada olacak! Herkese iyi eğlenceler!
Bir de festival için kendime notlarım var:
– Etkinlik maratonuna katılıp Samsung Kamera ya da Vodafone Modem biri kazanılacak.
– Müzik için Efes standında hediye edilecek USB belleklere saat 14:00-16:00 arasında müzik yüklenecek.
– Multitap, Dengesiz Herifler, Model, Sattas, Gizli Özne ve Ars Longa kesinlikle kaçırılmayacak.
– Cumartesi akşamı Groove Armada’dan sonra usta iki isim Murat Beşer ve Mabbas’ın meşhur Oldies but Goldies partisi var, onlara el sallanarak eve dönülecek.
– Club 14.1’de bir ara bulunursa müzik temalı bir film ya da belgesel izlenecek.
KİMDİR?
Groove Armada
“I See You Baby”, “My Friend”, “Easy” ve “Get Down” parçalarıyla dans müzik piyasalarını alt üst eden, Andy Cato ve Tom Findlay’den oluşan Groove Armada İngiliz dans müzik oluşumu. Groove Armada, Londra dans müzik sahnesinin en önemli figürlerinden biri olan ve şimdiye kadar vokallerde Neneh Cherry, Nappy Roots ve Richie Havens gibi müzisyenlerle çalıştı. İlk olarak 90’lı yılların ortasında ikilinin ortaklaşa kurdukları bir kulüp olan Groove Armada’nın hayata geçmesiyle güçlendi ve müzik çalışmalarına başladı. Bu birleşimin ilk sonucu olarak “At The River” single’ını çıkaran ve bir anda İngiltere’de büyük liste başarısı elde eden grup, 1998 yılında ilk albümleri Northern Star’ı yayınladı. Bunu 99’daki efsanevi Vertigo albümü izledi. Onlara dünya çapında ün kazandıran dans müzik manifestolarını müzik ile tüm dünyaya ileten İngiliz dans müzik duayenleri, 2001’de yayınlanan üçüncü albümleri Goodbye Country, Hello Nightclub içinde yer alan “Superstylin’” ile Grammy ödülüne aday gösterildi. Son albümleri Black Light ve albümden çıkan ikinci single’ları Paper Romance ile dans ve pop müzik sahnesine yön veren en büyük mucizelerden biri olduklarını bir kez daha kanıtlayan grup, bu albümün İngiltere listelerine iki numaradan girmesiyle müzik sahnesine tekrardan büyük bir ivme kazandırdı. Albümde hem dans müziğin köklerine inip hem de 80’lerin müziklerine doğru bir bakış var. Son albüme vokalleriyle Bryan Ferry ve Empire of The Sun’dan tanıdığımız Nick Little More gibi önemli isimler katkıda bulundu.
www.groovearmada.com
Fischerspooner
1998 yılında New York’ta kurulan Fischerspooner, Warren Fischer ve Casey Spooner’dan oluşuyor. Electroclash müzik türünün büyük bir patlama yaşadığı Miss Kittin’in, Tiga’nın ve Felix da Housecat’in müzik piyasasını domine ettiği o ilk yıllarda piyasaya çıkan ve retro elektro sesleri, electroclash’e özel radikal sözlerle birleştiren Amerikalı grup, Kraftwerk, Gary Numan ve Pet Shop Boys gibi isimlerden etkilenerek sıra dışı sahne şovlarıyla da hayranlarını canlı performanslarında görsel ve işitsel bir yolculuğa çıkarıyor. İlginç kostümleri ve seksi hareketleriyle göz alan dansçılarıyla beraber sahne alan grup, canlı performanslarına büyük önem veriyor ve kendi tiyatro ve kabare geçmişlerinden bolca elementi sahneye taşıyor. İlk albümleri “#1”’İ DJ Hell’in kurucusu olduğu 2000’lerin en başarılı Alman elektro plak şirketlerinden International DJ Gigolo tarafından piyasaya süren grup, ilk çıkış singleları ”Emerge” ile dans müzik sahnesine bambaşka bir soluk getirmiş ve birçok elektro sanatçısına ilham vermişti. 2005 yılında ikinci albümleri Odyssey’i çıkaran Fischerspooner, electroclash’in daha yumuşak versiyonu olan electropop’a da bir geçiş yapmıştı. Albümden çıkan parçalar, Tiefschwarz gibi Almanya’nın elektro house’daki en önemli isimleri tarafından remikslenmişti. 2009 yılında son albümleri Entertainment’ı Fransız kült plak şirketi Kitsune’den çıkaran grup, gene bu albümde de Tocadisco ve Alex Gopher gibi dans müziğin önemli prodüktörleriyle çalışmıştı.
www.fischerspooner.com
Üçüncü fotoğraf resetmagazine’den alınmıştır.
Şenlik isminin en çok yakıştığı semtlerden biri Bebek. Bu yıl Bebek Şenliği’nin 5.’si düzenleniyor ve şenlik her geçen yıl daha da içerikli bir hale geliyor. DEVAMINI OKU
Türkiye’nin en köklü film festivallerinden olan Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali bu yıl 17. kez sinemaseverlerle buluşacaktı ki, Gazze’ye yardım götüren Türk gemisine İsrail tarafından yapılan saldırı ve aynı gün Hatay’ın İskenderun ilçesindeki saldırıda altı askerin şehit edilmesi nedeniyle ertelendi. DEVAMINI OKU
İstanbul’da kültür-sanat hayatı durmak bilmiyor, hatta durmak ne kelime, nefes bile almıyor neredeyse. Nefes almayan kurumların başında gelense İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tabii ki. Bir festival bitiyor, diğeri başlıyor. Daha Tiyatro Festivali’ne doyamamışken, şimdi yaz sıcağında serinletecek konserlerle 38. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali başlıyor. DEVAMINI OKU
17. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali 10 Mayıs’ta perdeleri şenlendirmeye başladı. 10 Haziran’a kadar sürecek olan festivalde kaçırılmaması gereken oyunlar var. İstanbul’daki koşuşturma içinde bir ‘an’ yakalayıp, gitmenizi tavsiye edeceğim oyunlardan ilki Prospero Dans Topluluğu’nun oyunu ‘Mesele’. DEVAMINI OKU
En sevdiğim festivallerden olan Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin 28.’si bugün başladı. Gözüme kestirdiğim onlarca filmden bakalım kaçını izleyebileceğim bu sene. Her sene olduğu gibi çeşitli başlıklar altında toplanan 200 civarı film arasından seçim yapmak zor.