Yazacak şeyler, birikmenin ötesine geçti. Artık küçücük de olsa ilerlemeye bakmalı. Arayan giren zamanlarda bu topraklar acı şeyler yaşadı. Ne zaman yaşamıyor ki! Üst üste gelince artık acı olduğunu hissediyoruz. Tek tük olduğunda pek değeri yok, o hale geldik.
Hayat yeterince üzücü geçerken nasıl iyi şeylerden bahsedebilirdim ki? İyi bir oyun ya da bir kitap nasıl önerebilirdim? İçimden yazmak da gelmiyordu o ayrı, böyle hissizleşerek ne zamana kadar giderdi ki? Yaz(a)mayarak sanki sevmediklerimin istediklerini yerine getirip onların yüzünü güldüreceğimi düşündüm. İşte o an, benim yazmamam onları sevindirecekse ben yazacağım dedim.
Tam bu düşüncemin üstüne şu sıralar okuduğum Barış Bıçakçı‘nın Sinek Isırıklarının Müellifi kitabındaki şu cümleyi gördüm: “Yazarken duygusal gelgitler yaşamanın kaçınılmaz olduğunu anlamıştı. Bir gün çok beğendiği bir cümleyi ertesi gün hiç sevmiyordu. Bir gün yazmaya inancı tamken, ertesi gün ülkede olup bitenleri düşünüyor, yazmak, üstelik dünyayla pek ilişkisi olmayan bir kahramanın romanını yazmak ona çok ahlaksızca geliyordu. Sonra, asıl dünya böyle bir yer olduğu için yazmak ahlaklı kalmanın bir yolu, diye düşünüyordu: Kalemle insan ancak kendisine kötülük yapabilir.”
Barış Bıçakçı’yla aynı duyguları hissetmemiz anormal değil. Yaşadığımız coğrafyada duyarlı olanlarımız aynılarını düşünmüyor mu çoğu zaman?
…
Şu an yine bu bahsettiğim konuyla ilgili dağıldım, bambaşka bir sonla bitecek bu blog yazısı. Kaç zamandır duyurmaya niyetlendiğim bir etkinlik var: Bu Benim İlk Filmim.
24 Kasım’a kadar Yeşilçam Sineması’nda ilk filmler gösteriliyor. Filmarası Dergisi’nin basın sponsoru olduğu etkinlikteki filmler şöyle: Kavşak, Çoğunluk, İncir Reçeli, Memlekette Demokrasi Var, Kaledeki Yalnızlık, 11’e 10 Kala, Melekler ve Kumarbazlar, Saklı Hayatlar, Başka Dilde Aşk, Gişe Memuru, Küçük Günahlar, Öfkeli Çılgınlık Karamsar Çile, Kar Beyaz, İki Dil Bir Bavul.
Üstelik bilet fiyatları 1 TL!
Vizyonda fazla kalamayan ve hatta yer bulamayan bu filmlerden size tavsiye edebileceklerim, Çoğunluk, 11’e 10 Kala, İki Dil Bir Bavul.
Ben de Gişe Memuru, Kaledeki Yalnızlık ve Kar Beyaz’ı izlemeyi düşünüyorum.
İyi hissetmek, yaşayabilmek ve ayakta durduğunu göstermek adına bir şeyler yapmalı…
Okuyarak, izleyerek kendi adıma bunları kayda geçirerek yani yazarak Barış Bıçakçı’nın da dediği gibi ahlâklı kalmaya çalışıyorum, siz de deneyin.
Okuyarak, izleyerek kendi adıma bunları kayda geçirerek yani yazarak Barış Bıçakçı’nın da dediği gibi ahlâklı kalmaya çalışıyorum, siz de deneyin.